ABD VE İSRAİL’İN ÇILGIN PROJESİ
Necdet Topçuoğlu
İsrail Başbakanlığına kim gelirse gelsin, ülkenin menfaatleri doğrultusunda hareket etmek zorundadır. Tevrat’a göre kurulan ve Tevrat hükümlerine göre yönetilen bu ülkenin gelecek planları, asırlık süreler için yapılmaktadır. Aslında anlatacağım bu çılgın proje, İsrail kurulmadan önce, İngilizler tarafından ortaya atılmıştır. Deniz ticareti konusunda dünya da söz sahibi olan İngiltere, Hindistan ile ticaret yapmak için, Süveyş Kanalına alternatif bir suyolunun arayışına girmiştir. Süveyş Kanalı 1956 yılında uğradığı saldırılar sonucunda bir süre kapanmış ve ticaret aksamıştır. Alternatif suyolunun Akabe körfezi ile Akdeniz’i birleştiren bir kanal olması gerektiği fikri ortaya atılmıştır. Projeye, İsrail’in kurucu babası ve ilk Başbakanı olarak bilinen ‘’David Ben Gruion’’anısına ‘’Ben Gurion Kanalı’’adı verilmiştir.
1886-1973 yılları arasında yaşayan David Ben Gurion, İsrail’in kurucu lideri ve Polonya kökenli Siyonist bir politikacıdır. Siyonist milislere Filistinlilerin kendi topraklarından göç ettirilmesi emrini o vermiştir. Daha sonra boşalan yerlere, dünyanın her tarafından Yahudi göçmenlerin taşınmasını o sağlamıştır. Yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesi’nde sürdüren Ben Gurion, aşırı sosyalist faaliyetlerinden dolayı 1914 yılında Osmanlı Yönetimi tarafından sürgün edilmiştir. İsrail İstihbarat Örgütü MOSSAD’ın ilk kurucularındandır. 1948 yılında İsrail’in kuruluşunu ilan eden Ben Gurion, Bağımsızlık Bildirisini okumuştur. İsrail’in ilk Başbakanıdır.
“Ben Gurion Kanalı” olarak isimlendirilen proje, Akabe Körfezi’nin Akdeniz’e bağlanmasını öngörmektedir. Proje ilk defa, 1800’lü yılların ortalarında gündeme gelmiş, ancak dönemin teknolojik şartlarının yeterli olmaması, projenin rafa kaldırılmasına neden olmuştur. Proje, Süveyş Kanalı’nın Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdülnasır tarafından millileştirilmesinin ardından 1963 yılında ABD tarafından tekrar gündeme getirilmiştir. Bu defa Güney İsrail’de Mısır ve Ürdün’e yakın bir konumda bulunan Necef Çölü boyunca uygulanacak nükleer patlatmalarla deniz seviyesinde bir kanal inşa edilmesi şekline dönüştürülmüştür. O dönemde 575 milyar dolara mal olacağı öngörülen proje, Arap devletlerinin tepkisine neden olacağı düşüncesiyle yeniden rafa kaldırılmıştır.
Daha sonra 2020 yılında, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde, Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail arasında imzalanan, İbrahim Barış Antlaşması sonrasında proje tekrar gündeme gelmiş, ancak uygulamaya konulamamıştır. Mısır, 1948’den 1950 yılına kadar İsrail gemilerinin Süveyş Kanalı’na erişimini engellemiştir. Bu durum, Doğu Afrika ve Asya ile ticaret yapılmasını engellemiş, Körfez Bölgesinden petrol ithal edilmesini kısıtlamıştır. Bu nedenle, Süveyş Kanalı’nın kontrolünü yeniden ele geçirmek ve Nasır’ı iktidardan uzaklaştırmak için İsrail, İngiltere ve Fransa arasında bir ittifak kurulmuştur. İttifak Yönetimi 1956 yılında tüm uluslararası gemi taşımacılığına kapatılmıştır. Söz konusu kapatma olayı, küresel ticareti olumsuz yönde etkilemiştir. Batı ülkeleri, kilit müttefikleri olan İsrail kontrolünde alternatif su yolunun yapılmasını tekrar gündeme getirmişlerdir.
Süveyş Kanalı, Mısır ekonomisi açısından kritik öneme sahiptir. Kanaldan geçen gemilerden alınan geçiş ücretlerinden Mısır ciddi bir gelir elde etmektedir. 2022 yılında Süveyş Kanalı’ndan yaklaşık 20.649 gemi geçmiş olup, 8 milyar dolar gelir elde edilmiştir. 2023 yılında ise 9,4 milyar dolarlık gelirle, yeni bir rekor kırılmıştır. Kanal, Mısır’a doğrudan gelir sağlamanın yanında, ülkeye yatırım çekmektedir. ‘’Ben Gurion Kanalı’’nın yapılması halinde, Mısır’ın uğrayacağı ekonomik kayıpları öngörmek hiç de zor değildir. Yeni kanalın, 193 kilometre olan Süveyş Kanalı’nın Üçte biri uzunluğunda olacağı ifade edilmektedir. Söz konusu suyolunu elinde tutacak olan İsrail, küresel petrol, tahıl ve nakliye tedarik yolları üzerinde güçlü bir etkiye sahip olacaktır.
ABD ve İsrail’in çılgın projesi olan ‘’Ben Gurion Kanalı’’, Gazze’nin Aşkelon Bölgesi’nden, Akabe Körfezi’nin uç kısmına uzanmaktadır. Aşağıdaki Harita da görüldüğü gibi Gazze, yapılması düşünülen yeni kanalın tam ortasında yer almaktadır. İşte İsrail’in Gazze’ye saldırmasının ve halkı zorla göç ettirmesini temel amaçlarından birisi, kanal güzergahını boşaltmaktır. İsrail, Gazze’nin kuzeyini insandan arındırırken, güneye göç eden insanları da vurmaya devam etmektedir. Bu durum, Gazzelilerin Sina Yarımadası’na sürüleceği iddialarını güçlendirmektedir. Emperyalizm ve Yahudi işbirliği, ucunda para varsa kan dökmekten çekinmemektedir. Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde yeniden şekillenecek olan Ortadoğu da, altyapı hazırlıkları da planlanmıştır. ABD, İngiltere ve İsrail ‘’Ben Gurion Kanalı’’nı inşa ederek küresel ticaretin kilidini ele geçirmek istemektedirler.
(08, Aralık, 2024-Ankara)