Necdet Topçuoğlu


BABALIK ZOR GÖREVDİR

Takvimdeki bir raslantı sonucu bu yıl, Kurban Bayramı ve Babalar Günü aynı güne denk gelmiştir. Babalara çifte kavrulmuş bayram diye gaz verilmektedir.


BABALIK ZOR GÖREVDİR

Necdet Topçuoğlu

Takvimdeki bir raslantı sonucu bu yıl, Kurban Bayramı ve Babalar Günü aynı güne denk gelmiştir. Babalara çifte kavrulmuş bayram diye gaz verilmektedir. Halbuki babaların taşıdıkları ağır sorumluluklar ne sevinmeye, ne de mutlu olmaya izin vermemektedir. Kaleme aldığım hususlar her baba için aynı olmasa da, genelde babalık görevi kolay değildir.

Babalar en kutsal varlıklar olan annelerin gölgesinde kalan hizmetkârlardır. Babalar evin öksüz ve yalnızıdırlar. Kimsesizdirler. Babalar herkese kimse olurken, evin direği olurken, kendisi direksizdir. Dayanacağı kimse pek yoktur. Çünkü o hep güçlü olmak zorundadır.

Baba zayıf ve güçsüz olamaz, çünkü o kahramandır. Ağlayamaz, çünkü o hep kahraman olmak, öyle kalmak zorundadır. Yoksa herkes onu zayıf görür, hatta erkekten bile saymaz. Halbuki onunda gözleri ve gözyaşları vardır. Batan gemiyi en son terk eden baba olurken, uçan bir balonda fazla ağırlıkların atılması söz konusu olduğunda, ilk fedakârlık yapacak birey babadır. Bu fikirler abartılı bulunsa bile gerçekler değişmemektedir.

Hayatını ailesine adasa da, ne eşine ne de çocuklarına tam anlamıyla yaranamadığı zamanlar olabilir. Memleketi belli olduğunda zaten kimsesi kalmaz. Hani sormuşlar adama, nerelisin diye. O da demiş henüz evlenmedim. Ne ilk ailesine, ne de yeni ailesine yaranamaz, arada kalırlar.

Aile içinde hep annelik yüceltilip, onun yanına ayıp olmasın diye babalık da eklenir. Anneler gününün bütün ihtişamına rağmen, babalar günü ya unutulur, ya da şöyle bir hatırlanır. Aslında icat edilen bu özel günler, ekonomik sistemin para kazanma araçlarıdır.
  
Evde çoğu zaman olup bitenler baba ile paylaşılmaz. Bu nedenle evin yalnızıdır. Bu yüzden en son babalar duyar. Ya yalan söylenir ya da paylaşma gereği duyulmaz. Bunda elbet hoşgörüsü az babaların da suçu ve katkısı vardır. Belki çocuklarıyla yakınlaşmak ister ama malum ataerkil kurallar, toplum baskısı, utanç duygusu buna engel olur. Ne sevdiğini gösterebilir ne de sevilmek istediğini. Toplumsal değerlerimizin bu konuda önemli bir revizyona tabi tutulması zorunludur.

Babanın aile de en sevdiği birey eşidir. Eşinin ise en sevdiği çocuklarıdır. Büyük aşk evliliklerinde bile, kadın doğum yaptıktan sonra durum değişir. O sevgili bir anda anne olur. Baba en çok anneyi, anne de en çok yavrusunu sever. Yavrusu ise en çok eşini, eşi ise en çok yavrusunu sever. Bu böyle devam eder gider, hayatın akışı böyledir. Bir yeri acıyan çocuğun hiç babam dediğini duydunuz mu? Babası yanındayken bile anam demez mi?

Babanın iyi bir işi olması gerekir, zengin olması gerekir. Çocuklar bile birbirlerini heyecanlandırmak için, iki kişinin omuzlarında daha fazla ileri gitmek için, bakalım kimin babası daha zengindir derler. Anne ya da çocuklar işsiz olabilir, kimse onlara bunu çok görmez. Ama baba işsiz olamaz. Düşünün erkek çalışır kadın ev hanımı ise sorun yok, ama tersi durumda erkekten bile sayılmaz. Cüzdan ile babalık yapmak kolaydır. Zor olan vicdan ile babalık yapabilmektir. 
 

Baba, şartlar ne olursa olsun evini geçindirmek zorundadır. Dışarıda onca karşılaştığı kötülük ve güçlüklerle uğraşırken, eve gelip sığınmak, kendini salmak ister. Eşi bunu anlamazsa kahrolur. Anlayan eşler elbette vardır. Onlar da kadın kahramanlardır. Baba evin şerefini, namusunu korumak zorundadır. Yetişkinsiniz herkes namusunu korusun diyemez.

Kız evlât babasına bin bir naz yaparken, sevgilisinin veya eşinin her dediğini yapar. Evde yıllarca babası ile çatışan, özgürlüklerini elde etmeye çalışan oğul ise, eşinin yanında muma döner. En zor olanı ise yıllarca gözünden bile koruduğu güzeller güzeli kızını, gelir delikanlının biri elinden alır. Gözünden sakladığını başka gözlere vermek zorundadır.

Ne kadar üzülse de düğün dernek yapar. Hatta eğlenirmiş gibi oynamak zorunda bırakılır. Bu durum babaların yetişme durumlarına göre değişmesine rağmen, özde böyledir. Babalar dışarıda deli gibi çalışırken, hiç büyümeyeceğini düşündüğü yavrularının değiştiğini bile fark edemez. An gelir, çocuklar bir anda bağımsızlıklarını ilan etmeye başlarlar. Hayal kırıklığıyla karşılasa da, yapacak bir şey yoktur. Doğanın kuralı böyledir.

Babalık zor bir görevdir. Her erkek bu zorluğu baba  olunca anlar. Yaratan dağına göre  kar verir. Tanrı o enerjiyi baba olanlara bahşetmektedir. Her baba zorlukları aşmaya çalışır. Övülmek ve takdir edilmekten mahcubiyet duyar. Yapılanları  görevi olarak  görür. Ben cüzdanı ile değil, vicdanı ile babalık yapanların duygularını aktarmaya çalıştım. Vicdanlı babalara selâm olsun. Baba olmanın sorululuğunu taşıyanların babalar gününü kutlarım.

(16, Haziran, 2024-Ankara)