CHP DE BÜYÜK SÖZÜ DİNLEMEK KALMAMIŞ
Necdet Topçuoğlu
CHP de Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ve Altan Öymen partinin hayatta olan büyükleridir. Bu büyüklerin önerileri dinlenmeliydi. Sosyal Demokrat Halk Partisi eski Genel Başkanı Sayın Murat Karayalçın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere 1 milyon 300 bin CHP’liye mektup göndererek, partilileri tartışmaya davet etmiştir. Bu mektup, eksikleri ve fazlalarıyla birlikte değişim ve dönüşüme öncülük edecek bir metindir. Görüş ayrılıklarımız olmasına rağmen, söz konusu mektup, çalışma zemini başlatacak metin olması bakımından değerlidir.
“2023 Mayıs seçimlerini örgütümüzü tam kapasitede çalıştıramadığımız için kazanamadığımızı iddia ediyorum” diyen Karayalçın, mektubunda özetle şu ifadelere yer verdi:
* “CHP’yi tartışırken bunlara dikkat edelim; Birinci ilkemiz, Partimizin bütünlüğüdür. Buna halel veremeyiz. CHP'nin örgütsel bütünlüğü hepimizin kırmızı çizgisi olmalıdır. İkinci olarak başta Sayın Genel Başkan olmak üzere birbirimizin saygınlığına özen göstermeliyiz. Üçüncü ilke açıklık olmalıdır. Kimi eleştirdiğimizi, neyi eleştirdiğimizi, ne istediğimizi çok açık bir biçimde ortaya koymalıyız.
“NEDEN YÜZDE 40’LARDA DEĞİLİZ DE YÜZDE 20’LERDEYİZ?”
* Oy oranımız, yaklaşık olarak 2011 Haziran seçiminde de yüzde 25, 2023 Mayıs seçiminde de yüzde 25. Hatta son seçimde alınan oy içinde, ne kadar olduğunu kestiremediğimiz; Deva, Gelecek ve Saadet Partileri ve Demokrat Partinin de oyları var. Bu durumun nedeninin örgüt kapasitesi olduğunu iddia ediyorum. Örgüt kapasitesi tam kullanıldığında Parti yüzde 40'lara çıkabilmekte, kapasite kullanımı düzeyine göre sıfıra da inebilmekte ya da çoğu kez yaşandığı gibi yüzde 20'lerde yatay da seyredebilmektedir.”
“EFSANEYİ GERİ DÖNDÜRELİM”
* Bizi iktidara taşıyacak olan güç, prensler- prensesler değil, örgütümüzdür. Bir başka tembellik örneği de, ‘sağdan oy alamıyoruz, bari siyasetçi alalım, onlar da sağ seçmeni getirir' anlayışıdır. Bu arkadaşlarımız Partimize girdikleri andan itibaren de, Partimizin herhangi bir üyesi kadar CHP'li olacaklardır. O nedenle benim eleştirim bu katılımlara asla değil, bu anlayışla yapılan transferlerdir.
* Partinin merkez organlarının kimi akademisyenlerle, uzmanlarla hazırladığı siyaset metinlerinin, örgütle tartışılmadan, hatta kimi durumlarda PM'de bile tartışılmadan, onaylanarak ve bastırılarak, ‘al kullan' diye örgütünün önüne konması yalnızca doğru olmamakla kalmaz, sonuç alıcı da olamaz. Son olarak da Parti hukukuna uygun davranmak zorunda olduğumuzu aklımızda tutmalıyız.
“NE OLACAK DA ÖRGÜT YÜKSEK KAPASİTELİ ÇALIŞABİLİR DURUMA GELECEK?”
* Örgütlenme etkenliği, Örgütün adayları seçmesi, Örgütün siyaseti belirlemesi, Örgütün olağan işlevi.
“LİYAKATLI KADROLAR YETİŞTİRMELİYİZ”
* Cumhuriyet Halk partisinin tüm üyeleri, illerinde, dört alanda değerlendirmeye tabi tutulacak ve bunlardan puan toplayacaklardır. Konular ve puanlar (ağırlıkları) şöyle:
Eğitim – 40 Puan
Parti Görevleri – 30 Puan
Aidat – 20 Puan
Kıdem – 10 Puan
“PARTİ MECLİSİ 200 KİŞİ OLMALI”
* İl ve ilçelerimizdeki üye yapısının, oralardaki toplumsal doku ile uyumlu olmasını bir örgütlenme ilkesi olarak benimsemeliyiz. Üye yapısının toplumsal dokuyu birebir yansıtabilmesi kuşkusuz beklenemez. Ancak bunun bir ilkesel zorunluluk olması, Partimizin üye yapısının etkinlikte bulunulan yerlerdeki, toplumsal doku ile uzunca yıllardan bu yana gözlemekte olduğumuz uyumsuzluğun giderilmesi belli ölçülerde sağlayabilecektir.
* Partimizde olası tüzük ve program ihlallerini önlemek için mevcut Disiplin Kurulu, Etik Kurul gibi yapıların yeterli olmadığı kanısındayım. (…) Tüzük ve Program ihlali iddiaları için pratik işleyiş olan bir kuruma ihtiyacımız var. Bunu Parti Ombudsmanlığı ya da Parti Hakemliği diye adlandırabiliriz.
* Partimizin nüfusu yüksek olan illerdeki örgütlerinde yönetim kurulu üye sayısı 40'a kadar çıkabilmektedir. Parti Meclisi de, istem olması durumunda, bunu yarıya kadar arttırabilmektedir.
* İstanbul İl Başkanlığı deneyimimden hareketle bunun bir yönetim yapısı için çok fazla olduğunu kanısındayım. Önerim, daha fazla üye sayısı ile, illerimizde bir meclis oluşturulması ve bunun içinden bir il yönetim biriminin seçilmesi ya da atanmasıdır.
* Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Atatürkçüyüz, Solcuyuz, Aydınlanmacıyız.” diyerek tamamlamıştır.
Sayın Murat Karayalçın özetle bunları ifafe etmiştir. Değişimden beklentilerimizi karşıladığını söylemek mümkün değildir. Değişim söyleminin içi daha detaylı calışılarak doldurulmalıdır.
CHP'deki değişim sen kalk da ben oturayım anlamında olmamalıdır. Şu anda görünen maalesef budur.
Türkiye'nin içine düştüğü durum 22 yıldır iktidarda bulunan AKP ve paydaşlarının ideolojik dönüşüm hedeflerini topluma dayatmasından kaynaklanmaktadır.
Bu dayatmanın başarılı olduğunu söylemek mümkün değildir. Son seçimlerde AKP ve paydaşları, ithal mülteci oyları, toplama yurtdışı oylar ve kullanılan mükerrer oylarla iktidarını koruyabilmiştir.
Türkiye'yi bu duruma getiren AKP Siyasal İslam İdeolojisine karşı, CHP'nin yeni bir ideolojik değişimi başlatması zorunludur. Sorunun ekonomiden kaynaklandığı görüşünün doğru olmadığı son seçimlerde alınan sonuçlardan anlaşılmıştır.
CHP iktidar olmak ve tüm Türkiye'yi kucaklamak istiyorsa, Merkez Partisi konumuna geri dönmelidir. CHP Atatürkçü çizgiden savrulmuştur. Sözde Atatürkçülükten, özde Atatürkçülüğe dönülmelidir.
CHP, Türkiye Cumhuriyetininin kurucu partisidir. Kuruluş tamamlandıktan sonra o partinin görevi bitmiştir. Yeni görev, çok partili sistemde iktidar olabilmek için, rakipleriyle siyasi rekabete girmektir. Değişim bu yönde olmalıdır. CHP bu yönde kendisini yıllardır dönüştürememiş, devlet partisi görüntüsünden kurtulamamıştır.
CHP kurucu parti kompleksinden kurtulmalıdır. Kurduğu devlet elinden alınarak, başkabir rejime dönüştürülmüştür. Artık hepimiz rejimi değişmiş başka bir devlette yaşadığımızın farkında olmalıyız. Farkında olmayan siyasiler kendisini sorgulamalıdır.
CHP iktidar alternatifi bir Anamuhalefet Partisi olmak istiyorsa, tabandan tavana yeniden örgütlenmeli, parti içi eğitime önem vermelidir. Orgütlenme bilimsel ölçeklere dayandırılmalıdır.
Örgütlenmede mezhep ve inançlardan bağımsız hareket edilmelidir. Laik demokratik sistemin gereklerine uyulmalıdır. CHP ne bir Cami, nede bir Cemevidir. Yonetim inanç ve etnik kökene karşı kör ve sağır olmalıdır.
İktidar alternatifi bir parti, sanal iktidar partisi gibi teşkilatlanmalıdır. Parti bünyesinde Genel Başkan sanal Cumhurbaşkanı gibi çalışmalı, sistemdeki 4 ofisin, 9 kurulun alternatifleri kurlarak üretilecek plân ve projelerle iktidara hazır olunmalıdır.
Konusunda uzman, siyaset dışı teknokrat ve iş insanlarından bir gölge kabine kurulmalı, her bakanlık için alternatif isimlerle kadro geniş tutulmalıdır. Gölge Bakanlar, muhtemel bürokratlarını göreve hazır tutmalıdır.
Parti Meclisinde, TBMM'deki İhtisas komisyonlarına paralel komisyonlar kurulmalı, bu komisyonlar görüşülmekte olan Kanunlar ve gelecekte çıkarılması düşünülen Kanunlar konusunda TBMM' deki CHP grubuna partinin görüşlerini vermelidir. Böylece görüşler bireysellikten kurumsallığa dönüştürülmelidir.
Partinin her sektör itibarıyla bir Genel Başkan yardımcısı olmalı, gölge kabine ile Genel Başkan arasındaki bilgi akışına oncülük etmelidirler.
Parti tüzüğü demokratikleştirilmeli, partinin gerçek sahibi olan üyelere geniş yetkiler verilmelidir. Partinin bütün makamlarına üyelerin yapacağı seçimle gelinmelidir.
Partinin finansmanı şeffaf, otofinansman modeli ekseninde yapılandırılmalıdır. Üye aidatları, aidiyetin güçlendirilmesinin aracı olarak görülmelidir. Bağışlar etik esaslara bağlı olarak kabul edilmelidir. Harcamalar öncelikler esasına göre yapılarak, kıt kaynaklar verimli olarak değerlendirilmelidir.
Üye kayıtlarında ilkeli davranılmalı, önce aday üyelik yapılmalı, uygulanacak temel eğitim sonucunda yeterli görülenler asil üye kaydedilmelidir. Üyeler toplumun katmanlarını temsil edecek şekilde seçilmeli, toptancı bir yaklaşımla üye olsun, torba dolsun yöntemi izlenmemelidir.
Partiler delege ağalığından çok çekmişlerdir. Önemli makamlara seçimler, kayıtlı aktif üye ve hakim teminatında yapılacak seçimle yapılmalıdır. Güç delegelerde değil, üyelerde olmalıdır.
Sorunun parçası haline gelen Parti Oligarşisi ile değişim yapılamaz. Değer katacak, geniş ufuklar açacak yurttaşlar tespit edilerek partiye davet edilmelidir. Sadece kendi katılanlarla gelişme sağlanamaz. Bu konuda en büyük hizmeti, değerleri siyasete kazandırmış olanlar yapacaktır.
(24, Eylül, 2023-Ordu)