Necdet Topçuoğlu

Tarih: 10.09.2024 00:48

DEPREM UZMANLARI UYARIYORLAR, TEHLİKE UZAK DEĞİL

Facebook Twitter Linked-in

DEPREM UZMANLARI UYARIYORLAR, TEHLİKE UZAK DEĞİL

Necdet Topçuoğlu

Kahramanmaraş Pazarcıkta 5 büyüklüğünde deprem olmuş. Deprem uzmanları 6 Şubat depremlerinin artçıları 2028 yılına kadar devam eder demişlerdi. Deprem bölgesinde Arap kalkanı, Anadolu kalkanına sürekli baskı yapmaktadır. Bu bölge deprem potansiyeli taşıyan arızalı bir bölgedir. Bu nedenle binaların depreme dayanıklı olarak, zeminin sağlam olduğu yerlerde yeniden yapılması önemli görülmektedir. Deprem tehlikedir ama, insan hatası onu afete dönüştürmektedir.

Bilim adamları, deprem üretme potansiyeli olan hareketli faylarda gerilimin arttığını ifade etmektedirler. Bu uyarıları acil koduyla sürekli yapmaktadırlar. Ancak Türkiye'yi yönetenler kör ve sağır moduna yatmaktadırlar. Belliki millet olarak, olası İstanbul depreminde de ağır bedeller ödemek zorunda kalacağız. Çünkü yetkililerin konuşmanın dışında bir adım attıkları görülmemektedır.

Depremler yerkabuğu hareketliliğinin doğal sonucudur ve yerkabuğundaki fay adı verilen kırıklarda meydana gelmektedir.Yer küre, dış kabuğunda büyük ve küçük plakalara ayrılmış durumdadır. Bu plakalar sürekli hareket halindedir. Bunlar içteki mağma tabakası tarafından tetiklenerek birbirlerinden ayrılmaktadırlar.

Mağma sürekli ters istikamette dönerek stres üretmektedir. Üretilen stresin arzın içinden mutlaka dışarı atılması zorunludur. Şiddetli depremler tektonik plakaların birbirlerine çarpıştığı yerlerde meydana gelmektedir. Eğer depremler olmasaydı yeryüzü patlardı. Kısacası deprem düdüklü tencerenin düdüğü gibidir. Doğa, yeryüzü stres sebebiyle patlamasın diye, yer kürenin bazı yerlerine sübap noktaları koymuştur. Bunu doğanın dengesi olarak değerlendirmek gerekir.

Depremin birtakım sonuçları bulunmaktadır. Yeryüzündeki kaplıcalar, ılıcalar ve şifalı sular deprem ürünleridir. Pek çok mineral madde ve madenler deprem sonucunda meydana gelmektedir. Faydaları ve zararları ile değerlendirildiğinde deprem, doğal yaşamın bir gerçeğidir. Bu gerçekle birlikte yaşamak zorunda olduğumuzu anlamak zorundayız.

Dünya da deprem gerçeğini en iyi içselleştiren millet Japon'lardır. Japonya da bulunduğum süre içinde bir çok deprem tatbikatının parçası oldum. O ülkede yaşayan her insan deprem eğitimini almak ve kendi yaşamında uygulamak zorundadır. Ülkemizi perişan eden 7,7 şiddetindeki depremde Japon'lar tenis oynamaktadırlar.

Türkiye sık sık depremin acı sonuçlarıyla yüzleşmesine rağmen, bir türlü ders almayı becerememiştir. Halbuki deprem Türkiye için dikkate alınması gereken en önemli doğa olayıdır. Çünkü Anadolu Yarımadası yoğun bir deprem kuşağı üstünde yer almaktadır. Daha ilkokuldan başlamak üzere okullara "deprem bilgisi" dersi konulmalıdır.

6 Şubat depremlerinde Türkiye, belki de tarihinin en büyük doğal afetiyle karşı karşıya kalmıştır. Halen depremin yaraları sarılamamıştır. Meydana gelen can ve mal kaybının açtığı  yaraların sarılması hiç de kolay değildir. Depremlerin ekonomiye getirdiği yük, sadece felâketzedeleri değil, tüm yurttaşları olumsuz etkilemektedir. Türkiye depremin sonuçlarını iyi yönetmeyi öğrenmek zorundadır. Depremi önlemek mümkün değildir. Ancak sonuçlarını doğru yönetmek büyük önem taşımaktadır.

Her depremden sonra, depremin yaratmış olduğu üzüntüden daha fazlasını, birlik ve beraberliği sağlayamadığımız için duymak zorunda kaldık. Biz böyle değildik. Ülke olarak ne kadar savrulmuş olduğumuzu görmekten üzgünüm. Depremlerin yarattığı felâket ortamını bile siyasi fırsata çevirme gayretlerini görmekten utanıyorum. Hani derler ya, koyun can derdinde, kasap yağ derdinde diye. Durum aynen de budur. Bu vesileyle, geçmiş depremlerde ölenlerimize rahmet, sağ kalanlarımıza geçmiş olsun, Allah beterinden korusun dileklerimi iletiyorum.

(07, Eylül, 2024-Ordu)

.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —