Necdet Topçuoğlu

Tarih: 02.12.2024 01:23

DİMYAT'A PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN OLMAYALIM

Facebook Twitter Linked-in

DİMYAT'A PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN OLMAYALIM

Necdet Topçuoğlu

Suriye'deki olacaklar, Bahçeli'nin Öcalan gelsin Meclis de DEM Parti Grubunda konuşsun çıkışından belliydi. Devletin İstihbarat birimlerinden Bahçeli'ye bilgi akışı olduğunu bilmek için kâhin olmaya gerek yoktur. Söz konusu bilgiler çerçevesinde Bahçeli, kimsenin öngörmediği bir şekilde Öcalan çıkışı yapmıştır. Bu durum Suriye de birşeylerin yakın olduğu işaretini vermişti. Bu nedenle Türkiyenin iç cephedeki güvenliğinin sağlaması gerekiyordu. Adı resmen çözüm süreci olmasada, bir süreç başlatılmış oldu. Sonucunu bekleyip göreceğiz.

Uzun zamandır  Gazze de katliamlarını sürdüren İsrail, Lübnan'ı da vuruyordu. ABD de Trump başkan seçildikten sonra, Netenyahu Lübnan da ateşkes yapmış,  Beşar Esat'ı uyararak, sıra sana da gelecek demişti. Bunu emir olarak kabul den, İdlip de üstlenmiş olan Heyet Tahrir Şam örgütü, ÖSO desteğinde Halep'e saldırarak kenti ele geçirmiştir. Sözkonusu saldırıya Rusya ve İran sesiz kalmışlardır. Dünya kamu oyunda şaşkınlık yaratan bu sessizliğin sebebi, Beşar Esat'ın Birleşmiş Milletler Kararlarına uyma konusunda, Rusya ve İran'ın uyarılarını dikkate almamamasıdır. Her iki garantör devlet, Esat'ın burnunun sürtülmesini istemiş olabilirler.

İdlip de üstlenen, Heyet Tahrir Şam örgütü, Uygur, Tacik, Özbek, Arap ve Afrikalı paralı militanlardan oluşan Sünni İslam olduğunu iddia eden bir örgüttür. Bu örgüt, Türkiye dahil bölge ülkeleri tarafından terörist olarak kabul edilmiştir. Sünni olduğunu iddia eden bu örgüt, yine sünni olan Hamas, İsrail tarafından vurulurken yardımcı olmamıştır. Demekki konu Sünni İslam olmak değilmiş. İsrail emredince Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye'ye saldırmışlardır. Ele geçirdikleri yerlere de, Türk Bayrağı  çekmektedirler. Halbuki bu örgütler, Türkiye Esat ile görüşecek diye bir ay önce Türk bayrağını yakmışlardı. Demekki bu paralı örgütler İsrail için çalışmaktadırlar.

Beşar Esat Rusya ve İran'ın desteğini tekrar sağlayamazsa, Halep çevresini ABD ve İsrail kontrolündeki PYD ve YPG'ye terk edebilir. Bu durumda Halep dolaylı olarak İsrail'in kontrolüne geçmiş olur. Büyük Ortadoğu Projesi adım adım plânlanan hedeflere ulaşmaktadır. Türkiye de bazı kesimler ve yandaş medya,  Misak-ı Milli sınırları içinde kalan toprakları alıyoruz diye abartılı tavırlar sergilemektedirler. Ancak, bir süre sonra, bu silahların Türkiye'ye doğrultulacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır. Suriye düşerse sırada İran var demektir. İran düşerse, Türkiye Topraklarını, İsrail ve ABD tarafından desteklenen güçlere karşı korumak zorunda kalacaktır. İşte bu nedenle, Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olunmamalıdır.

Topyekün bir Üçünücü Dünya Savaşı'na gerek yoktur. Zaten dünya savaşı bölgesel savaşlar şeklinde devam etmektedir. İşin ucunda para varsa ve paranın miktarı savaşı finanse etmeye yeterliyse savaş çıkar. Yoksa başka sebeplerle kimse savaş yapmaz. Savaşın cephesi, Baltık Denizinden Yemen'e kadar uzanan eksen üzerinde kurulmuştur. Bu eksenin kuzeyinde, ABD ve Batı Ülkeleri Ukrayna ve Rusya'yı birbirine kırdırarak, Rusya'nın enerjisini zayıflatmışlardır. İran'ı da İsrail ile baskı altına alarak, Suriye'nin yalnız kalmasını sağlamışlardır. Artık Suriye bölünmeye hazırdır.

Türk askerinin kan dökerek almadığı topraklara Türk Bayrağı dikilemez. Emri İsrail'den alarak, işgal ettiği topraklara Türk Bayrağı çeken Heyet Tahrir Şam Örgütü, Türkiye-Suriye görüşmelerini engellemek için tuzak kurmaktadır. Türkiye bu tuzağa düşmemelidir. Ayrıca terör örgütlerinin, komşu bir devletin toprakları üzerinde yaptığı işgaller üzerinden iç politika yapılmamalıdır. Savaş bu hiç belli olmaz, durum tersine dönebilir. Diğer yandan Türkiye, kuzey Suriye'deki Kürt yapılanmasının hamiliğini üstlenerek, federasyona kapı açmamalıdır. Federasyon gelecekte Yugoslavya gibi bölünüp yok olmaktır.

(02, Aralık, 2024-Ankara)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —