DÜNYA SİBER SAVAŞ DÖNEMİNE GİRDİ
Necdet Topçuoğlu
Bilindiği gibi İsrail, önce çağrı cihazları, sonra da telsizler üzerinden, Lübnan'daki bazı merkezlere siber saldırılarda bulunmuştur. Beklenmedik bu saldırılar, bütün dünyada şaşkınlık yaratmıştır. Saldırıların nasıl yapıldığı, başka elektronik araçlar üzerinden yapılıp, yapılamayacağı endişe konusu olmuştur. Dünya akıl almaz bir teknoloji yarışına girmişken, Türkiye'yi yöneten örümcek kafalılar, okullardan fizik, matematik ve kimya gibi derslerin ağırlığını en alt sınıra indirmişlerdir. Bu durum, çağımızın savaşlarını daha şimdiden kaybedeceğimizi göstermektedir.
Geçtiğimiz Temmuz ayı içinde ABD’li teknoloji şirketi Microsoft 365’in sisteminde güncelleme yapıldığı bildirilmişti. Bu uygulama sırasında bir yazılım arızası meydana geldiği tüm dünyaya duyurulmuştu. Bu durum bir arıza olmaktan ziyade Üçüncü Dünya Savaşının siber işaret fişeği olarak değerlendirilmelidir demiştik. Çok uzun sürmedi İsrail siber savaşı başlattı. Öyle anlaşılıyor ki, artık hiç kimse güven içinde olamayacaktır.
Microsoft tarafından açıklanan arıza sonrasında, havacılık, bankacılık ve hastaneler, fabrikalar başta olmak üzere tüm dünya kaos yaşamış, halen bazı sektörlerde yaşamaya devam etmektedir.
Açıklamaya göre Microsoft’a siber güvenlik hizmeti veren Crowdstrike’nin sistemindeki arıza bir anda küresel yazılım krizine dönüştü denilmektedir. Bilgisayara biraz aşina olan çocuklar bile söz konusu açıklamaya inanmamışlardır. Ancak bizim ülkemizdeki sürü psikolojisindeki insanlar, olayı elektrik kesintisi gibi görmektedirler. Kesilince üzülmek, gelince sevinmek gibi algılamaktadırlar. Bu bir ülke için, oldukça vahim bir durumdur.
ABD Başkan adaylarından Donald Trump’ın dile getirdiği Üçüncü Dünya Savaşı söylemlerinin arttığı son günlerde, bu olay teknik bir arıza olarak geçiştirilemez demiştik. ABD üçüncü dünya savaşını siber saldırıyla başlatacağını resmen ilan etmişti ki, İsrail önce davranarak ben buradayım demiştir. Bugünden itibaren tüm ülkeler bu tehdide karşı önlemlerini almak zorundadırlar. ABD ve İsrail, Microsoft üzerinden bütün dünya ülkelerine, vakit varken tarafınızı seçin uyarısında bulunmuşlardır.
Dünyanın dijital teknolojiye tutsak olmasının çok tehlikeli olduğunu savunan bir mühendis olarak, böyle bir siber hamleyi bekliyordum. Hatta dünyanın bir gün sıfırlanacağına inanıyordum. Bu inancım bire bir olmasa da, farklı ölçekte gerçekleşmiş oldu. Kafamızda şöyle bir senaryo canlandıralım. İstemeyiz ama, Üçüncü Dünya Savaşı başlamış olsun. Eğer ABD ve İsrail'in saflarında yer almıyorsanız, öncelikle tüm bankacılık sisteminiz çöker. Hiç kimse bankadan bir kuruş bile çekemez. Kredi kartı ile ekmek bile alamaz.
Endişe alanımızı biraz daha genişletelim. Başka nelerle karşılaşabiliriz. Hastaneler felç olur. Ameliyatlar yapılamaz, doktorlar sistemden bir aspirin bile yazamazlar. Başka neler olur, sivil veya askeri tek uçak bile kaldırılamaz. Kara, hava ve deniz savunma sistemleri çöker. Bir anda savunma sistemi çöp olur. Herkes aklını zorlamaya devam etsin. Dijital teknolojiye esir olmuş ne kadar faaliyet alanı varsa hepsi sıfır olacaktır.
Değerli dostlarım Üçüncü Dünya Savaşı nasıl olacak diye merak edenlere, İsrail ve Microsoft üzerinden verilen cevap budur.
Emperyalizmin derin güçleri bir deneme yapmışlardır. Kimi ne kadar zamanda dize getirebileceklerini test ettiler. Her zaman şunu düşünürdüm. Bankamatiğe gittim ve kartımı makinaya yerleştirdim. Ancak ekranda hiçbir açıklama yok. Harç bitti inşaat paydos. Çok zengin olsan dahi bir anda sıfırsın. İşte şimdi bunu yaşayarak görmüş olduk.
Görünen o ki, bu işin şakası yoktur. ABD ve İsrail bir son siber eylemleriyle Çin ve Rusya’ya bile ayar çekmişlerdir. Bu durumda iki seçenek vardır. Ya devletler kendi milli yazılım sistemlerini kuracaklar, ya da ABD ve Siyonizmle nikah tazeleyeceklerdir. Direnenler ise kaderlerine boyun eymek zorunda kalacaklardır. Sonuç olarak, üçüncü dünya savaşı bu siber eylemlerle başlamış oldu. Artık ağır bombardımanlarla kentlerin yerlebir edilmesine gerek kalmayacaktır.
Merak ediyorum ve görüşlerinizi almak istiyorum. Bizim ülkemiz Türkiye'yi yönetenler, Microsoftun ve İsrail'in bu ayar çekmelerinden gerekli dersi almışlarmıdır? Hiç sanmıyorum.
Türkiye acilen uydusuyla birlikte tamamen yerli ve milli yazılım sistemine geçmelidir. Bu durum gerçek bir beka sorunudur. Var olmak veya yok olmak demektir. Anlaşıldıki, siber güvenliği olmayan milletler özgür değildir. Bunun için eğitim sistemimizin pozitif ilimler ekseninde yeniden yapılandırılması şarttır. O kendisini Milli Eğitim Bakanı sanan zata bunu hatırlatmak isterim.
Milletimiz, gerici Marif Sisteminin ülkemizi esir ve çaresiz milletler arasına sokacağını anlamalıdır. Ülkemiz her türlü fedâkarlığı yaparak dünya çapında bilim insanları yetiştirmelidir. Dini inançlar buna engel değildir. Her yurttaş inançlarını kendi manevi dünyasında özgürce yaşamalıdır. Ancak Milli Eğitim sistemimizin bilim ve teknik alanında kendisini yenilemesi şarttır. Aksi takdirde
Bağımsızlığımız bir tuşun altında saklı olacaktır. İç siyasi ve ideolojik çekişmeleri, kutuplaşmaları bir yana bırakarak, işgal güçleri kapıya dayanmadan önlemlerimizi almalıyız. Bunu en başta Erdoğan anlamalıdır.
(19, Eylül, 2024-Ordu)