Necdet Topçuoğlu


EMEVİ CAMİSİNDE NAMAZ KILMAK

Yıkılmış, dağılmış ve ordusu satın alınmış bir ülkenin, hem de adı Emevi olan Camisinde kılınan namazın kabul olacağını düşünmüyorum. Kardeşim orada neyin namazını kılıyorsunuz? Heyet Tahrir el-Şam Suriye'yi sizin için mi işgal etti?


EMEVİ CAMİSİNDE NAMAZ KILMAK

Necdet Topçuoğlu

Yıkılmış, dağılmış ve ordusu satın alınmış bir ülkenin, hem de adı Emevi olan Camisinde kılınan namazın kabul olacağını düşünmüyorum. Kardeşim orada neyin namazını kılıyorsunuz? Heyet Tahrir el-Şam Suriye'yi sizin için mi işgal etti? Şükür namazı mı kılıyorsunuz? Orada kılınan namazın sevabı çift mi yazılmaktadır? Orada namaz kılınca enflasyon bir puan aşağımı düştü, işsizlik mi azaldı? Siz her şeyden önce kan ve ızdırap içinde bıraktığınız insanların günahından nasıl kurtulacaksınız onu düşünün. Sünni veya Nusayri, ölen bütün insanlar Suriye vatandaşıdır.

Suriye’nin işgali ile ilgili olarak yapılan tamamen algı operasyonudur. Sınır kapılarından geri dönüyorlar dediğiniz ve tek başlarına dönen genç erkekler, yağma ve talan için dönmektedirler. El-Kaide kalıntısı kelle avcılarını ne kadar allayıp pullasanız da, intikam cinayetlerinin videoları yayınlanmaktadır. Esat Yönetimi ne kadar zalim ve ciniyse, HTŞ Yönetimindeki ne olduğu belli olmayan Suriye toprakları da o kadar zulüm bataklığıdır. En üst ağızdan Suriye gerçek sahiplerinin eline geçmiştir demek, HTŞ örgütünü meşrulaştırma gayretidir. Bu örgüt, parayı kim çok verirse anında saf değiştirmektedir. Günü birinde silahlarını Türkiye’ye çevirmemesin garantisi yoktur.

Beşar Esat'ın yönetimde olduğu dönemde ülkemizi kurtardık diyenlerle, Esat kaçtıktan sora durum tersine dönünce, ülkemizi kurtardık diyenler aynı ülkenin vatandaşlarıdır. Aralarındaki fark sadece mezhep ayrılığıdır. Esat yanlıları azınlıkta olan Nusayriler, Esat karşıtları ise çoğunluktaki Sünni Araplardır. Her iki kesim, yıllardan beri aralarında yaratılan gerginlikler sonucunda düşmanlaştırılmışlardır. Bir ülkeye yapılan en büyük kötülük, o ülkenin vatandaşlarını bölerek birbirine karşı, düşmanlaştırmaktır. Böyle bir savaşta şehitlik bile söz konusu değildir. Bunlar olsa olsa kardeş katilleridir.

İsrail Lübnan da ateşkes ilan ettikten sonra Katil Netenyahu, Beşar Esat sıra sende demişti. Bunu verilmiş bir işaret olarak kabul eden, Heyet Tahrir el-Şam ve Özgür Suriye Ordusu birlikte Halep'e saldırmışlardır. Halep, Hama, Humus birbiri ardı sıra çatışma olmadan düşmüşlerdir. Aynen Irak da olduğu gibi, Suriye Ordusu da savaşmadan mevzilerini terk etmiştir. Başlangıçta bunun sebebi anlaşılamamıştır. Ancak şimdi bazı iddialar konuşulmaya başlamıştır. Suriye Ordusunun satın alınması için Katar'ın 137 milyar Dolar harcadığı iddia edilmektedir. Ortadoğu da insanların malı, canı, namusu ve onuru bit pazarına düşmüştür.

Türkiye’deki siyasetçilerin, Suriye gerçeğinden çıkarmaları gereken çok önemli dersler bulunmaktadır. Siyasetçiler koltuklarını korumak uğruna, mezhep ekseninde yurttaşları böldüklerinde neler meydana geliyor bunu anlamaları gerekir. İktidarın Ana Muhalefet Partisini Beşar Esat konumuna koyarak, bunun üzerinden siyaset yapması çok tehlikelidir. Devlet meshep ve etnik köken ayrılıklarına karşı kör olmak zorundadır. Taraf olunursa sonucun Suriye gibi olması kaçınılmazdır. Türkiye’nin Ortadoğu’daki başarısı, sınırlarını genişletmekle değil, Üniter Devlet yapısını korumakla ölçülmelidir.

Dikkat edilirse, Şam düştükten sonra İsrail Suriye topraklarını işgale başlamıştır. Ne Suriye’yi işgal eden HTŞ ve ne de Herhangi bir devlet, İsrail’e ne yapıyorsun diye sormamaktadır. ‘’Sığır yere düşünce bıçak çeken çok olur’’ diye bir Arap atasözü vardır. Suriye yere düşmüştür ve önüne gelen saldırmaktadır. İsrail, Esat Rejiminden kalan silahlar HTŞ’nin eline geçmesin bahanesiyle, Suriye’nin askeri tesislerinin tamamına yakınını imha etmiştir. Buna karşılık PYD-YPG’nin olduğu bölgeye müdahale etmemektedir. Aslında bir anlamda, HTŞ’yi Kürt bölücü örgütlerine karşı silahsızlandırmaktadır. Bu taraf tutmanın sonu, silahlı çatışmalara gider.

Suriye de durum bu kadar vahim olmasına rağmen, bazıları sanki fetih başarısı sağlamış gibi, Emevi Camisi’nde namaz kılma yarışına girmektedirler. O camide kılınan namaz tabanınızın gazını almaya yeter ama, Cennete gitmenize katkı sağlamaz. Ah ile abat olanın, geleceği ve ahireti berbat olur. Suriye Halkının ahı, ülkenin tarumar edilmesine sebep olanların üstünedir. Din bile bu istismarcılara intizar etmektedir. Bırakın Emevi Camisi’nde namaz kılmayı, onlarca Emevi Camisi yaptırsanız, Suriye Halkına karşı işlediğiniz günahları temizlemeye yetmez.

(13, Aralık, 2024-Ankara)