Necdet Topçuoğlu


ERDOĞAN İSRAİL ÜZERİNDEN ALGI YÖNETİMİ YAPMAKTADIR.

TBMM'in açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Türkiye'yi tehdit ettiğinden söz ederek halk üzerinde korku yaratmaya çalışmıştır. Bu bir algı yönetimidir. Bilindiği gibi İsrail bir yıldır Ortadoğu'yu kan gölüne çevirmiştir. Bu durum bölge halkı üzerinde korku ve endişe yaratmıştır.


ERDOĞAN İSRAİL ÜZERİNDEN ALGI YÖNETİMİ YAPMAKTADIR.

Necdet Topçuoğlu

Toplumları istedikleri gibi aldatarak yönetmek isteyenler, önce toplumu bir görüş ve düşünce ekseni etrafında harekete geçirirler. Buna “manüplasyon” diyoruz. Bir süre sonra bu insanları belleksiz köleler haline getirerek mankurtlaştırırlar. Bu durum Manüplasyon’un toplumda yaratacağı muhtemel problemlerden birisidir. Toplum Mühendisliği, hükümetler veya özel gruplar tarafından toplumun geniş bir kesiminin tavır ve sosyal davranışları üzerinde etkide bulunan çabalar olup,  siyaset biliminde kullanılan bir kavramdır. Toplum mühendisliğinin politika alanındaki karşıtı ise politik mühendisliktir. Her ikisi de siyaset kurumları tarafından kullanılmaktadır.

Güncel olaylardan örnek verecek olursak, bir hafta önce  TBMM'in açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Türkiye'yi tehdit ettiğinden söz ederek halk üzerinde korku yaratmaya çalışmıştır. Bu bir algı yönetimidir. Bilindiği gibi İsrail bir yıldır Ortadoğu'yu kan gölüne çevirmiştir. Bu durum bölge halkı üzerinde korku ve endişe yaratmıştır. Erdoğan bu korkuyu, eriyen seçmen tabanını geri toplayabimek için kullanmak istemektedir. Halkın ekonomi, işsizlik ve enflasyon gibi sorunları tartışmasını engellemek için suni gündem oluşturmak istemektedir.

Anamuhalefet söz konusu algı yönetimine karşı, akıllıca bir politik mühendislikle cevap vermiştir. Mademki Cumhurbaşkanı tarafından, hem de Meclis kürsüsünden açıklanacak kadar, ciddi bir tehdit söz konusudur, gel bunu gizli oturumda bize açıkla denilmiştir. Kapalı oturum yapılmış, iddia sahibi Erdoğan Meclis'e gelmemiş, gönderdiği iki bakan da önemli sayılabilecek hususları ortaya koyamamışlardır. Halbuki konuşulması gereken, Netenyahu'nun nükleer silah kullanma tehdidinde bulunup, bulunmadığıdır. Bu konuya girilmemiştir. Böylece algı olarak kullanmak istedikleri oyuncak ellerinden alınmıştır.

Türkiye için asıl tehdit, mülteci adı altında Türkiye'ye doldurulan ajanlardır. Hem ipten kazıktan kopmuş, ne oldukları belli olmayan canileri ülkeye dolduracaksın, hem de İsrail bizi tehdit ediyor diyeceksin. Türkiye için en önemli tehdit, akılsız dış politika ve göç politikasıdır. Kontrolsuz göç fırsat bilinerek, Türkiye'nin  düşmanları, kullanacakları ajanlarını mutlaka göndermişlerdir. Bakınız Cüppeli Ahmet adındaki çakma hoca, mermilerinizi boşa harcamayın, yakında iç ve dış savaş var demektedir. Bakın işte tehdit budur. Hiçbir savcı çıkıp da gel bakalım ne biliyorsun anlat demiyor.

Diğer yandan Tarikat ve Cemaatlerin yabancıların kontrolünde olması oldukça tehlikeli bir durumdur. Bu gün "İslamcılık" veya "ümmetçilik" maskesi altında dayatılan, İslam anlayışı Türk Düşmanlığı amacıyla yapılmakta ve "Türksüz Anadolu’’ hedefi güdülmektedir. Halkımız algı yönetimi altında olduğundan, karşı karşıya kalınan ihaneti anlamamaktadır. İslamcı/Ümmetçi tüm faaliyetler, ister Siyasi parti, ister dernek ve vakıf halinde, isterlerse cemaat ve tarikat görüntüsü altında faaliyet göstersinler hepsinin amacı aynıdır. Türk çocuklarını milletine ve ahlaki değerlerine düşman etmektir. Tehdit arıyorsanız bekamız için en büyük tehdit budur.

Bu kirli oluşumlar ve bunların temsil ettiği sermaye, halen televizyon ve gazete gibi insan ruhuna tesir eden yayın organları başta olmak üzere, ülke nüfusunun yarıya yakınını yönlendirmektedir. Tüm bu işler “Algı yönetimi” adı altında yürütülmektedir. Algı yönetimi, toplum mühendisliğinin bir adım ötesidir. Algı yönetimi, mevcut bir düşüncenin insanların bilincine ve bilinçaltına empoze edilerek kabul ettirilmesidir. Algı yönetiminin amacı, insanların, devlet ve toplulukların algılarını belli bir istikamete yönlendirmektir. Eldeki bilgi ve duygular vasıtasıyla kitlelerin duyularını ya değiştirmek, ya da var olan durumu olduğundan farklı göstermektir.

Olguları yönetmekte başarılı olamayanlar, insan ruhuna tesir eden tüm basın ve yayın organlarını en etkin biçimde kullanarak, insanların zihinlerini yönetmektedirler. Bu yöntemin etkisiz hale getirilmesi için basın ve yayın kanallarından doğruların insanlara anlatılması zorunludur. Algı yönetiminin eğitimli ve sorgulayan toplumlarda etkili olma ihtimali zayıftır. Bu nedenle olumsuz algıları önlemenin en etkili yolu, toplumun eğitim seviyesini yükseltmektir. Eğitimli bir toplum oluşturulması bir süreç meselesidir. Kolay olmadığı gibi uzun zaman gerektirmektedir. Toplum Mühendisliği ve Algı Yönetimi kavramlarını anladıktan sonra, Türkiye’nin son yıllarda içinde bulunduğu durumu daha gerçekçi değerlendirme şansımız olacaktır. Toplum Mühendisliğine karşı, Politik Mühendislik ile, Algı Yönetimine de olgulardan hareket ederek karşı konulmalıdır.

(09, Ekim, 2024-Ankara)