ERDOĞAN SEÇİMDEN NEDEN KORKMAZ
Necdet Topçuoğlu
Cumhur İttifakı son günlerde, yapışık ikizlerden Bahçeli'nin önderliğinde, Erdoğanın ömür boyu yönetimde kalmasının yollarını aramaktadır. Mantıksız gibi görünen birden fazla oyun kurulmaktadır. Kurulan oyunlar Erdoğan tarafından seyredilmektedir. Bunların hangisi tutarsa, şüphesiz Erdoğan onu sahiplenecek, tutmayan oyunların faturası Bahçeli'ye kesilecektir. Arkasına mafya desteğini alan küçük ortak, gönüllü olarak bu öncülüğü yürütmektedir. Sıkışınca yeraltı dünyasının reisleriyle boy boy resimler paylaşılmaktadır.
Muhalefet erken seçim derken, Cumhur İttifakı seçim çalışmalarını çoktan başlatmıştır. Şaşırtıcı bir şekilde Mao Zedung taktikleri uygulanmaktadır. Yani en iyi savunma hücumdur diyerek, çok yönlü saldırı başlatılmıştır. Saldırının hedefinde CHP ve DEM Parti bulunmaktadır. Bahçeli Öcalan üzerinden bir uzlaşma köprüsü kurmaya çalışırken, Erdoğan sürekli Kayyım atayarak DEM Partisini baskı altına almaktadır.
Bir yandan CHP'nin içindeki görüş ayrılıkları derinleştirilirken, diğer yandan Özgür Özel, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu yargı kıskacına alınmaya çalışılmaktadır. Ayrıca belediyelerin olumlu hizmetlerine engel çıkartılırken, gelirlerine daha kaynağında kısıtlama getirilmektedir. Ne hazindir ki, bu oyunlara gelindiği görülmektedir. Sözkonusu saldırıların amacı, bütün muhalefeti Anayasa değişikliğine razı edebilmektir.
Mevcut Anayasayı tanımayan İktidar, yeni Anayasa ile, yarattıkları fiili rejimi, Anayasal güvence altına almaya çalışmaktadır. Yeni Anayasa da Erdoğan'a seçime girme imkânını sağlanması yanında, Özerklik ve Eyalet Sisteminin gündeme geleceği iddia edilmektedir. Böylece iç ve dış destekçilerin beklentilerine karşılık verilmesi hesaplanmaktadır. Bu duruma karşı çıkma ihtimaline karşı, Fetö taktikleri ile TSK'daki Atatürkçü kanat, genç teğmenler üzerinden baskı altına alınmaktadır. Bütün bu oyunlar daha önce oynanmış olmasına rağmen, muhalefette güçlü bir direnç görülmemektedir.
Erdoğan seçime girme hakkı elde ederse, seçimi kazanacağını bilmektedir. Bunun altyapısı zaten 22 yıldır hazırlanmıştır. Neler yapıldığına bir bakalım. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı kaldırılmış, iktidarın sopası hâline getirilmiştir. Medyanın sesi kısılmış, büyük çoğunluğu yandaş yapılmıştır. İfade özgürlüğü kısıtlanmıştır. Eğitim kontrol altına alınmış, alternatif bilgiye ulaşma yolları kapatılmıştır. Devletin kurumları çökertilmiş ve yandaş hale getirilmiştir. Halkın yoksullaştırılarak itaat, cahilleştirilerek biat etmesi büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir.
Daha ne olsun, bütün bunlar gerçekleşince, Erdoğan'ın seçimden korkmasına gerek kalmamaktadır. Kazanmanın bütün şartları önceden sağlanırsa, geriye sadece seçime girmek kalmaktadır. Toplumsal tepkinin tutarlılığı yoktur. Açlık için tepki gösterenler, karınları biraz doygunca, şükredip iktidara destek olmaktadırlar. Bunu ben şimdiden görüyorum. Ucube saray rejimine tepki duyanların sayıları ise yeterli değildir. Dengeleri değiştirecek kadar oy zaten satın alınabilmektedir. Bu rejimin zengin ettikleri, elde ettikleri serveti koruyabilmek için kesenin ağzını açmaktan çekinmemektedirler.
Böylece, demokratik görünüm adı altında “postmodern despotizm” iktidarını uzun süre devam ettirebilmenin yolunu bulmaktadır. İktidarın devamına destek veren bütün paydaşlar, elde ettikleri çıkarlarla lüks yaşamlarını sürdürmektedir. Hiç kimsenin vatan millet derdi yoktur. Din, milliyetçilik ve halkçılık söylemlerine bakmayın, herkes kendi konfor alanından memnundur. Bahçeli'nin dediği gibi bağırıp çağırmalar siyasettendir.
Yeni rejim, kendi sermayedarını ve sosyal tabanını oluşturmuştur. Bunlar dindar görünüp, ballı ihaleleri alarak, güç kazanan ve zengin olan insanlardır. Aynı kafada olanların fakirleri ise, yandaş sosyal yardımlarla hayatlarını sürdürmektedirler. Çektikleri sıkıntıları iktidara değil, kadere bağlamaktadırlar. Beyinlerini kiraya veren bu kesime, “dış düşmanlar”, “ekonomik saldırı”, “vatan hainleri” gibi temalarla yoğun propaganda yapılmaktadır.
Sonuç olarak, Cumhur İttifakı ve paydaşlarının bütün çabası, kurdukları rejime uygun bir Anayasa yapmak ve Erdoğan'ı ömür boyu Başkan seçmektir. Bu amaca ulaşmak için topyekün bir saldırı başlatılmıştır. Ancak, saldırıya karşı koyması gereken muhalefet cephesinde, fikir birliği bulunmamaktadır. Herkes bu durumdan bir siyasi çıkar sağlamanın peşindedir. Ezilen ve gittikçe yoksullaşan halk yığınlarının sorunları kimsenin umurunda değildir. Erdoğan bir şekilde seçime katılma imkânını alırsa, elektronik seçim sistemi başta olmak üzere, seçimi kazanmak için her türlü yolu deneyecektir. Mevzi çabalarla buna karşı koymak mümkün değildir. Muhalefet cephesinin topyekün birlikte hareket etmesi zorunludur.
(30, Kasım, 2024-Ankara)