FAŞİZMİN SONU HÜSRANDIR
Necdet Topçuoğlu
İnsanlık tarihi çok zalim faşistlere şahit olmuştur. Mutlak güç kendilerinde sanmışlar ve kendilerini Tanrı olarak ilan etmişlerdir. Faşistlerin en çok hatırlananı Almanya'yı perişan eden Adolf Hitler'dir.
30 Nisan 1945 tarihinde Rus Ordusu Berlin'e girdiğnde Hitler, teslim olmayı reddetmiştir. 30 Nisan 1945 saat 13:10'da Hitler, yeni evlendiği Eva Braun ile sığınağındaki toplantı salonuna gelir. Çalışma arkadaşlarının ellerini tek tek sıkarak onlara veda eder.
Hitler ve Eva Braun, veda ettikten sonra odalarına çekilirler. Odadan bir silah sesi duyulur. Hitler’in odasına koşanlar, Hitler’i ağzına kurşun sıkılmış olarak bulurlar. Yanında Eva Braun’un cesedi vardır. O da siyanür içerek intihar etmiştir. Hitler’in ve Eva’nın cesetleri, sığınak dışına bahçeye çıkarılır. 30 Nisan 1945 Pazartesi günü; bulunan 80 litre benzinle, Rus bombaları altında ikisinin cesetleri yakılır.
Bir gün sonra, 1 Mayıs 1945 tarihinde
Propaganda Bakanı Goebbels’in eşinin isteği üzerine bir doktor, 6 çocuğuna morfin enjekte eder. Sonra siyanürle çocukların yaşamına son verir. Öldürdükleri öz çocukları; 5, 6, 7, 8, 10 ve 13 yaşlarındaydı. Kısa süre sonra, Goebbels ve eşi bahçeye çıkarlar. Emir eri, Goebbels’in verdiği emir üzerine tabancayla onları öldürür.
Goebbels’in yaveri, verdiği sözü yerine getirir ve önceden hazırlanan benzinle cesetleri yakılır. Böylece, hem Nazi İmparatorluğu hem de Hitler efsanesi hayata veda etmiş olur. Ne kadar hazin bir son olduğunu ibretle okuyoruz.
Hitler'den sonra seçilen Almanya Şansölyesi Conrad Adenaur, “Umarım bir daha İsa bile gelse, tüm yetkiyi tek kişiye verecek kadar aptal olmayız.” demiştir.
Ben hayatım boyunca olayları şahsileştirmedim. Önemli olan ilkesel bakışlardır. Tek adam sisteminin ne kadar tehlikeli olduğu tarih boyunca test edilerek görülmüştür. Bu tehlike kişilerle değil, sistemle ilgilidir. Türk milleti de 2017 yılında tek adam sistemini tercih etmiştir. Milletimiz yetkiyi tek adama vermenin bedelini, ağır yaşam koşulları ile ödemektedir. Daha tek adam sisteminin ülkeyi nereye götüreceği belli değildir. Bütün çabamız en kötüyü yaşamadan bu sistemden kurtulmaktır. Bunu başarırsak, inanın tek adamları bile hazin sondan kurtarmış olacağız.
Türk Milleti tek adam tercihlerinden dolayı çok bedel ödemiştir. Bunların başında NAS politikası gelmektedir. NAS varken size bana ne oluyor diye uzmanların uyarılarını dinlemenin yüzünden ekonomi çökmüş, halkımızın büyük bir kesimi derin yoksulluğa mahkum olmuştur. 19 Mart 2025 tarihinde Ekrem İmamoğlu'na yapılan operasyon sebebiyle borsa düşmüş, döviz yukarı yönde fırlamıştır. Piyasaları kontrol altına almak için Merkez Bankası 26 milyar dolar satmıştır. Hepimiz %10 fakirleşmiş olduk. Tasarruf tedbirleri ile elde edilen bütün kazanımlar heba olmuştur. Bunun da bedelini önümüzdeki dönemde yoksul halk kesimleri ödeyecektir.
Milletimiz demokrasi talebini yükselterek tek adam sisteminden kurulmalıdır. Mevcut yönetimin demokrasiye dönmesi mümkün değildir. Bu sistemin yürütülmesi otoritrliğe bağlıdır. Son olayların gidişinden oldukça endişeliyim. Saray yönetimi ideolojik olarak hareket etmektedir. Siyasal İslam ideolojisinde geri adım atmak veya rasyonel hareket etmek yoktur. Gelinen bu aşamada Milletimiz akıl ve sağduyusunu kaybetmemelidir. ABD, İngiltere ve İsrail şer cephesi, Suriye'deki Sünni-Alevi çatışmalarını ülkemize taşımak istemektedir. Bu tuzağa asla düşülmemelidir.
(25, Mart, 2025-Ordu)
