KKTC SEÇİMLERİ DOĞRU OKUNMALIDIR
Necdet Topçuoğlu
Önce Ersin Tatar'ın yaptığı yanlışların, Başbakan Ünal Üstel ile siyasete soktuğu Juju lakaplı bayanın çevirdiği dolapların, rüşvet, yolsuzluk, devlet arazilerini yağmalama, kara para aklama iddiaları ile kumar baronları ile girilen kirli ilişki iddialarının Halkta yarattığı öfkeyi doğru anlamak gerekir. KKTC Halkı bunları gördüğü için tercihini Tufan Erhürman'dan yana kullanmıştır. Özetle halk zulme karşı direnmiş ve zalimlere sandıkta kuvvetli bir tokat atmıştır.
Yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman federasyon müzakeresine oturmak için 4 ön şartı olduğunu ifade etmektedir. Buna göre, masaya oturmadan önce Rum yönetiminin şu hususları kabul ettiğini açıklamasını şart koşmaktadır.
1- Rumlar siyasi eşitliğimizi, bunun gereği olan dönüşümlü başkanlığı ve her organda/kurumda/ dairede/ birimde en az bir Türkün onayını kabul ettiğini açıklamalıdır. Bu müzakere konusu değildir. Guterres belgesi artık geçerli değildir. Çapraz oy kabul edilmeyecektir. Crans Montana'da kalınan yerden başlamak söz konusu olamaz. Sadece Crans Montana'ya kadar olan mutabakatlar kabul edilecektir.
2- Müzakereler bir 50 yıl daha sürdürülemez. O nedenle bir takvimle önceden sınırlandırılmalıdır. Bu süre maksimum bir yıl olmalıdır. Müzakere başlamadan bu belirlenmelidir.
3- Müzakereler sonuç odaklı olmalıdır. Bugüne dek kabul edilen tüm mutabakatlar geçerli olmalıdır.
4- Rum yönetiminin masayı terk etmesi veya çözümü yine engellemesi halinde statümüzün ne olacağı konusunda, masaya oturmadan BM tarafından KKTC'ye güvence verilmelidir. Yani masaya oturmadan, Rum uzlaşmazlığı halinde masadan hangi statü ile kalkılacağı konusunda BM taahhütte bulunmalıdır.. Yani, en azından KKTC'nin 3 D talebi, yani Direk ulaşım, Direk ticaret, Direk temas haklarının tanınacağı, yani ambargo ve izolasyonların kalkacağı güvencesi verilmelidir.
Erhürman, Anavatan Türkiye'nin garantörlüğü konusunda bir sıkıntısının olmadığını, 2014 yılında bu konuda Mecliste garantörlüğün kırmızı çizgimiz olduğuna dair oy birliğiyle alınan bir Meclis kararına oy verdiklerini, bu konuda nihai kararın Türkiye'ye ait olduğunu ifade etmektedir.
Rum yönetimi bu şartları kabul etmediği takdirde, Birleşmiş Milletler'e " kararlarına sahip çık" diyeceğini, sahip çıkmazsa, o zaman Türkiye ile görüşüp, birlikte bir harekat planı yapacaklarını ve başta AB olmak üzere ülke ülke gezip Rum yönetiminin federal bir çözüm istemediğini, dolayısıyla KKTC'nin önünün açılmasını talep edeceğini belirtmektedir.
Hristodulidis'in Tufan Erhürman'ın 5 şartını asla kabul etmesi mümkün değildir.
AKEL de, bu şartlar nedeniyle Tufan Erhürman'a saldıracaktır.
Hristodulidis masaya oturmayacağı için AB, ABD, İngiltere, BM nezdinde KKTC ve Türkiye'nin eli güçlenecektir.
AB, ABD ve BM, Türkiye'yi çözümü engellemekle suçlayamayacaklardır.
Hristodulidis'in masaya oturmaması ile, iki devletli çözüm talebinin haklılığı ortaya çıkacaktır.
Ambargoların ve izolasyonların kaldırılması konusundaki talepler haklılık kazanacaktır.
Erhürman Türkiye ile birlikte hareket etmediği takdirde yutulacağını bilmesi gerekir. Bilmezse bile Türkiye KKTC de meydana gelecek bir oldu bittiye izin vermez. Amacım Tufan Erhürman'ı övmek değil, onun doğru anlaşılmasına yardımcı olmaktır.
KKTC Halkı, Tufan Erhürman'dan öncelikle aşağıda sıralanan görevleri yapmasını beklemektedir.
1- Rum yönetiminin KKTC'li işadamları aleyhine başlattığı tutuklama çabalarını akamete uğratmak,
2- Tutuklamalara karşı Maraş'ı oyun değiştirici bir araç olarak kullanıp ekonomiye kazandırmak,
3- Sahte milliyetçilerin Altınbaş Holding'e peşkeş çektiği Yavuz Çıkarma Plajı'nı işgalden kurtarıp açık hava müzesi haline getirilmesini sağlamak,
4- Sahte milliyetçilerin kapattığı Atlılar, Sandallar, Muratağa katliam müzesinin açılmasını sağlamak,
5- Sahte milliyetçilerin 13 yıldır bitirmediği Denktaş Anıt Mezarı ve Müzesi projesini bitirip, Anıt Kabir yasası benzeri bir yasayı çıkarmak,
6- Yarım bırakılan Pile- Yiğitler yolunu mutlaka bitirmek,
7- BM Barış Gücü'nü, KKTC ile, SOFA Anlaşması imzalaması için zorlamak, olmazsa KKTC 'deki kamplarını ve Maraş'taki gözetleme yerlerini KKTC dışına çıkarmak,
8- Ayyuka çıkan rüşvet, yolsuzluk, yağma, kara para aklama, sahte diploma olaylarının soruşturulmasını sağlamak,
9- Cumhurbaşkanlığında, söz verildiği gibi parti rozetine ve ideolojik kafa yapısına göre değil, devlet ciddiyetine uygun olarak liyakate dayalı, tarafsız bir kadrolaşmaya gitmek. Müzakerelerde deneyimli diplomatlardan yararlanmak,
10- Anayasada öngörülen ama bugüne dek kurulmayan Cumhuriyet Güvenlik Kurulu'nu süratle kurmak.
Ersin Tatar'ın seçimi kaybetmesinde, Ünal Üstel hükümetinin yanlışlarının, Türkiye Yönetiminin ve özellikle Cübbeli Ahmet'e duyulan tepkilerin etkili olduğu ekrar hatırlanmalıdır. Kimse yanlış anlamasın ama, KKTC seçimlerinde gördüklerimiz, Türkiye de yapılacak seçimlerin fragmanlarıdır. Baskı ve zulüm sandıkta geri tepecektir. Bunu en iyi Erdoğan görmüş ve Tufan Erhürman'ı tebrik etmiştir. Bahçeli ise KKTC seçimi üzerinden, Türkiye'deki muhalefete gözdağı vermiştir. KKTC'yi ilhak anlamına gelecek sözlerinin hukuki dayanağı yoktur.
(21, Ekim, 2025-Ordu)