Necdet Topçuoğlu


MİLLİ TAKIM MİLLİ TEMSİLDİR

İtalya-İsviçre futbol karşılaşmasında aslen Adana kökenli olan Murat Yakın öyle bir maç oynattı ki, bu maçın videosu ders görseli olarak bütün takımlara ezberletilmelidir.


MİLLİ TAKIM MİLLİ TEMSİLDİR

Necdet Topçuoğlu

Dün akşam oynanan İtalya-İsviçre futbol karşılaşmasında aslen Adana kökenli olan Murat Yakın öyle bir maç oynattı ki, bu maçın videosu ders görseli olarak bütün takımlara ezberletilmelidir. Murat Yakın'ın elinde hızlı bir forvet elemanı olmadığı için kontratakları gole çeviremediler. Hatırladığım kadarıyla Murat Yakın Fenerbahçe de futbol oynamıştı. Her alanda başarılı olmak için mutlaka yetenek şart. Ancak bilimsel eğitimin ne kadar katkı sağladığını dün akşam görmüş olduk.

İsviçre Milli takımı 2-0 öne geçtikten sonra defans hattını beşlediler. Bir çizgi halinde savunma yaptılar. Defans hattındaki beş oyuncu adam markajı yaparken, öndeki beş oyuncu saha markajı yaparak, bu hattın önünde rakiple mücadele ettiler. Beşli defans duvarını ceza yayının önünde kurdular. Rakibin kaleye atacağı şut mesafesini güven altına alarak, kalecilerine yeteneğini kullanma imkanı sağladılar. Rakip defansın arkasına atılan uzun toplarla gol kovaladılar. Hızlı adamları olsaydı çok gol atmaları mümkündü.

İsviçre’li bütün oyuncular birbirlerine iple bağlanmış gibi eşit mesafede oynadılar. İleri geri blok halinde toplu halde gidip, toplu halde geri döndüler.
Bu bilimsel sistemin uygulanması için futbolcu zekâsının yüksek olması ve kolektif düşünmeye uygun olması zorunludur. Murat Yakın bize futbolun bir matematik ve zekâ oyunu olduğunu göstermiştir. Böyle kaliteli bir teknik direktörü görmezlikten gelmek, Türkiye Futbol Federasyonu’nun siyasete bulaşmasının sonucu olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Diğer yandan dün gece oynanan Almanya-Danimarka maçında da, Almanya 2-0 öne geçince, karbon kopya gibi İsviçre Milli Takımı’nın taktiğini uyguladılar. Demek ki bu taktik kabul görmüş bir sistem haline gelmiştir. Bu senaryolar daha önce yapılan hazırlık çalışmalarında defalarca denenmiş olmalı ki, futbolcular öğrendiklerini ezberlemiş gibi sahaya yansıtmışlardır. Almanya ve Danimarka takımlarında hızlı forvet elemanları vardı, ancak beceriksizlik sebebiyle gole ulaşamadılar.

Türk teknik direktör Murat Yakın'ın oynattığı oyunla, futbolun bir felsefesinin, oyuncular arasında bir sosyolojisinin olduğunu tüm seyredenlere göstermiştir. Ayrıca İsviçre Takımı ile seyirci arasındaki, sosyolojik ve psikolojik iletişimi görmek çok anlamlıydı. İtalya-İsviçre milli maçı her yönü ile bir futbol dersi olmuştur. Uzun yıllardan beri çok maç izledim. Ancak ilk defa böyle makine gibi işleyen bir takım gördüm. Futbolcular, teknik heyet ve bütün takım adeta bir orkestra gibiydi. Futbolun notalarına doğru bastılar ve izleyenlere keyif verdiler.

Bizim Türk Milli Takımı Bremen mızıkacıları gibi. Bakmayın 16 takım arasına girdiğine, alınan sonuçlar tesadüfidir. Avusturya Milli Takımını izledim. Onlar da sistematik futbol oynuyorlar. Türk Milli Takımına tesadüfler yardımcı olmaya devam etmezse sonuç bellidir. Dikkat edilirse, Türk Milli Takımı toplama askerden oluşan ordu gibi. Toplama askerden ordu olmaz. Her futbolcu kendi kafasına göre oynamaktadır. Hiçbir oyuncumuz bir sistemin unsuru görüntüsü vermemektedir. Futbolcularımız topu kullanmaktan ziyade, topun peşinden koşmaktadırlar. Kafa toplarına bakıyoruz, vuruşlarda topa yön veremiyorlar.

Türk Milli Takımı’nda ayrımcılık, kulüp takımcılığı sahadaki paslaşmalara yansımaktadır. Futbolcular, kulüp takımı oyuncusu olmaktan kendilerini kurtaramamışlardır. Hatırlarsanız, Güney Kore de yapılan ve Milli Takımımızın dünya üçüncüsü olduğu turnuvada, Şenol Güneş önderliğindeki Milli Takımda, takımdaşlık ruhu en üst seviyeye çıkarılmıştı. Buna bağlı olarak da başarı gelmişti. Milli Takımın İtalyan teknik direktörü Montella adeta bir kukla gibi davranmaktadır. İpleri futbol simsarlarının elinde izlenimi vermektedir. Bu yapıdan milli başarı elde edilmesi mümkün değildir.

Milli Takımlar bir sonuç alma takımları değil, temsil takımlarıdır. Uluslararası turnuvalarda ortaya konulan sportif başarılar kadar, milli temsil de esastır. Türk Milli Takımları arasında, söz konusu temsil ruhunu, sadece Kadın Voleybol Milli Takımımız olan Filenin Sultanlarında görebilmiş durumdayız. Kadınlarımızın çok yönlü başarıları desteklenme yerine, baltalanmaya çalışılmaktadır. Milli temsildeki başarılar, siyaset yobazlarını rahatsız etmektedir. Bütün başarıları siyasete tahvil etmek isteyen bir anlayışla karşı karşıya bulunmaktayız.

Türk Milli Futbol Takımı mucizeler sonucu şampiyon olsa bile, milli temsil yönünden yetersizdir. Diğer ülke takımlarından birçoğunun milli temsil yönünden mükemmel olduğu bir turnuvada, böyle bir takımla temsil edilmemiz, Türkiye'deki millilik kavramının ne hale geldiğini ortaya koymaktadır. Türkiye, her yönden düzelmedikçe, futbolun düzelmesi mümkün değildir. Spor takımları siyasetin aparatı hâline getirilmek istenmektedir. Herkes biliyor ki, Filenin Sultanları gibi direnen takımlar da, inanılmaz iftira ve itibar suikastları ile yıpratılmaktadır. Üzülmemek elde değil, çok talihsiz bir döneme rast geldik.

(30, Haziran, 2024-Ankara)