Necdet Topçuoğlu


MİLLİ UYDU VE MİLLİ YAZILIM SİBER GÜVENLİĞİMİZ İÇİN ŞARTTIR

Microsoft tarafından açıklanan arıza sonrasında, havacılık, bankacılık ve hastaneler, fabrikalar başta olmak üzere tüm dünya kaos yaşamış, halen bazı sektörlerde yaşamaya devam etmektedir.


MİLLİ UYDU VE MİLLİ YAZILIM SİBER
GÜVENLİĞİMİZ İÇİN ŞARTTIR

Necdet Topçuoğlu

Geçtiğimiz hafta içinde ABD’li teknoloji şirketi Microsoft 365’in sisteminde güncelleme yapıldığı bildirilmiştir. Bu uygulama sırasında bir yazılım arızası meydana geldiği tüm dünyaya duyurulmuştur. Bu durum bir arıza olmaktan ziyade Üçüncü Dünya Savaşının siber işaret fişeği olarak değerlendirilmelidir.

Microsoft tarafından açıklanan arıza sonrasında, havacılık, bankacılık ve hastaneler, fabrikalar başta olmak üzere tüm dünya kaos yaşamış, halen bazı sektörlerde yaşamaya devam etmektedir.
Açıklamaya göre Microsoft’a siber güvenlik hizmeti veren Crowdstrike’nin sistemindeki arıza bir anda küresel yazılım krizine dönüştü denilmektedir. Bilgisayara biraz aşina olan çocuklar bile söz konusu açıklamaya inanmamışlardır.

ABD Başkan adaylarından Donald Trump’ın dile getirdiği Üçüncü Dünya Savaşı söylemlerinin arttığı son günlerde bu olay teknik bir arıza olarak geçiştirilemez. ABD üçüncü dünya savaşını siber saldırıyla başlatacağını resmen ilan etmiş oldu. Bugünden itibaren tüm ülkeler bu tehdide karşı önlemlerini almak zorundadırlar. ABD Microsoft üzerinden bütün dünya ülkelerine, vakit varken tarafınızı seçin uyarısında bulunmuştur.

Dünyanın dijital teknolojiye tutsak olmasının çok tehlikeli olduğunu savunan bir mühendis olarak, böyle bir siber hamleyi bekliyordum. Hatta dünyanın bir gün sıfırlanacağına inanıyordum. Bu inancım bire bir olmasa da, farklı ölçekte gerçekleşmiş oldu. Kafamızda şöyle bir senaryo canlandıralım. İstemeyiz ama, Üçüncü Dünya Savaşı başlamış olsun. Eğer ABD'nin saflarında yer almıyorsanız, öncelikle tüm bankacılık sisteminiz çöker. Hiç kimse bankadan bir kuruş bile çekemez. Kredi kartı ile ekmek bile alamaz.

Endişe alanımızı biraz daha genişletelim. Başka nelerle karşılaşabiliriz. Hastaneler felç olur. Ameliyatlar yapılamaz, doktorlar sistemden bir aspirin bile yazamazlar. Başka neler olur, sivil veya askeri tek uçak bile kaldırılamaz. Kara, hava ve deniz savunma sistemleri çöker. Bir anda savunma sistemi  çöp olur. Herkes aklını zorlamaya devam etsin. Dijital teknolojiye esir olmuş  ne  kadar faaliyet alanı  varsa hepsi sıfır olacaktır.

Değerli dostlarım Üçüncü Dünya  Savaşı nasıl olacak diye merak edenlere, Microsoft üzerinden verilen cevap budur.
Emperyalizmin derin güçleri bir deneme yaptılar. Kimi ne kadar zamanda dize getirebileceklerini test ettiler. Her zaman şunu düşünürdüm. Bankamatiğe gittim ve kartımı makinaya yerleştirdim. Ancak ekranda hiçbir açıklama yok. Harç bitti inşaat paydos. Çok zengin olsan dahi bir anda sıfırsın. İşte bunu görmüş olduk.

Değerli dostlarım, bu işin şakası yoktur. ABD bir arıza(!) söylemi ile Çin ve Rusya’ya bile ayar çekmiştir. Bu durumda iki  seçenek vardır. Ya devletler kendi milli yazılım sistemlerini kuracaklar, ya da ABD ve Siyonizmle nikah tazeleyeceklerdir. Direnenler ise kaderlerine boyun eymek zorunda kalacaklardır. Sonuç olarak, üçüncü dünya savaşı riski bu arızayla şimdilik ertelenmiş oldu.

Merak ediyorum ve görüşlerinizi almak istiyorum. Bizim ülkemiz Türkiye'yi yönetenler, Microsoftun bu ayar çekmesinden gerekli dersi almışlarmıdır?   
Türkiye acilen uydusuyla birlikte tamamen yerli ve milli yazılım sistemine geçmelidir. Bu durum gerçek  bir beka sorunudur. Var olmak veya yok olmak demektir. Anlaşıldıki, siber güvenliği olmayan milletler özgür değildir. Bunun için eğitim sistemimizin pozitif ilimler ekseninde yeniden yapılandırılması şarttır.

Milletimiz, gerici Marif Sisteminin ülkemizi esir ve çaresiz milletler arasına sokacağını anlamalıdır. Ülkemiz her  türlü fedâkarlığı yaparak dünya çapında bilim insanları yetiştirmelidir. Dini inançlar buna engel değildir. Her yurttaş inançlarını kendi manevi dünyasında özgürce yaşamalıdır. Ancak Milli Eğitim sistemimizin bilim ve teknik alanında kendisini yenilemesi şarttır. Aksi takdirde
Bağımsızlığımız bir tuşun altında saklı olacaktır. İç siyasi ve ideolojik çekişmeleri, kutuplaşmaları bir yana bırakarak, işgal güçleri kapıya dayanmadan önlemlerimizi almalıyız.

(23, Temmuz, 2024-Ordu)