ORTADOĞU DA ASLAN VE MAYMUN PAYI
Necdet Topçuoğlu
Bu konuyu da bir fıkra ile açıklamaya çalışalım ki, okuyanlarımız haftaya gülümseme ile başlayabilsinler.
Bir hayvanat bahçesinde, biri büyük diğeri küçük iki aslan varmış.
Büyük olanı, küçük olana haydi aslanım diyerek bütün işleri yaptırıyormuş.
Sonra bakıcı günlük yiyecekleri eti getirdiğinde, büyük aslan çoğunu alıp, küçük bir parçayı da küçük aslana veriyormuş. Bu hep böyle devam ediyormuş.
Bir gün küçük aslan, cesaretini toplamış ve büyük aslanın karşısına dikilmiş.
Haydi aslanım deyip, beni gaza getiriyorsun, bütün işleri bana yaptırıyorsun, eti paylaşmaya gelince, büyük payı sen alıyorsun, ben buna itiraz ediyorum demiş.
Büyük aslan küçüğüne, bak aslanım sen yine benim aslanımsın, yalnız burada bir sorun var. Bu hayvanat bahçesinde bir aslan kadrosu var, işte o nedenle ben büyük payı alıyorum, sana verdiğim de maymun kadrosunun payıdır demiş.
Sorunların çözümü için doğayı dikkatle incelemek gerekir. Doğayı doğru anlayabilirsek, orada her türlü çözümü bulabilmek mümkündür.
Büyük Ortadoğu Projesi sebebiyle kaynayan kazan haline gelen Ortadoğu’da da iki aslan vardır. Bunlardan büyük aslan ABD, küçük aslan da Türkiye’dir.
Bir gün büyük aslan ABD, küçük aslan Türkiye’ye, benim Libya da işim bitti sıra Suriye’ye geldi, Yalnız burada işim zor, yardımına ihtiyacım var der.
Küçük aslan Türkiye nasıl bir yardım olduğunu sorar.
Büyük aslan ABD, şimdi burada karşımda Rusya var. Suriye hava sahasını, Rus savunma sitemi korumaktadır. Bu sistem sağlıklı çalışıyor mu test etmemiz lazım. Sen bir uçak kaldırsan da Hatay çevresinde sınırı bir yoklasan der.
Küçük aslan Türkiye 2012 yılında bir Fantom keşif uçağı kaldırır ve Rus Hava Sistemini test eder. Tabi füzeler otomatik ateşlenir, uçak isabet alır. Lazkiye önlerinde Akdeniz’e düşen uçağın pilotu derin sulara gömülür. Bu gün sorsanız kimse hatırlamaz.
Büyük Aslan ABD’nin bitmek bilmeyecek istekleri daha yeni başlamıştır.
Küçük aslan Türkiye’ye, bu Suriye muhalefetine sahip çıksan, onları eğitsen donatsan, birde Esat’ın varil bombalarından kaçanlara sınırlarını açsan çok faydalı olur der.
Küçük aslan Şam Emevi Camisinde namaz kılmak hevesiyle denilenleri yapar. Türkiye Göçmenistan olmuş, olsun varsın. Nasıl olsa halkı Ensar, muhacir güzellemeleri ile ikna etmek mümkündür.
Aslında Büyük aslanın niyeti, küçük aslanı Rusya ile savaştırmaktır. Bir gün, yahu bu Rus uçakları sizin hava sahanızı ikide bir ihlal ediyor, gönderin bir F16 indirin aşağıya der. Küçük aslan ihmal eder mi, Rus uçağını indirdikleri gibi, emri sen verdin ben verdim yarışına tutuşurlar. Neyse Rusya’nın soğuk kanlı tutumu savaşı önler ama, bu travma not edilir.
Büyük aslan, küçük aslana, Afganistan da Taliban yönetime geldi, orada benimle işbirliği yapanları senin ülkene doldursak iyi olur der. Küçük aslan bana zaten çoban lazım, gönderin gelsin der. Neredeyse koyunlar kadar çoban gelir.
Büyük aslan ABD’nin verdiği bütün görevler yapılıyor ama, Suriye de işler iyi gitmiyordu. Bunun üzerine Büyük aslan, küçük aslana, bu cihatçı gruplar iyice disiplinden çıktılar, sen fikir olarak onlara yakın olduğunu söylemiştin, madem öyle, El Nusra, HTŞ, IŞİD ve ÖSO’yu İdlip de toplasak, onları birlikte eğitip donatıp geleceğe hazırlasak der ve bu sorumluluk da alınır.
Bu arada büyük aslan ABD, Rusya ve İran’ı da göz ardı etmez. Küçük aslana, Astana toplantısında bu Rusların ve İran’ın gazını al der. Bu görev de başarı ile yerine getirilir.
Derken uzun bir çatışmasızlık dönemine girilir. Esat kendisini galip zannederek havaya girer. Kimselerle görüşmeyi kabul etmez. Bu arada büyük aslan ABD, Rusya ile Ukrayna’yı savaştırır ve gücünü iyice zayıflatır. Büyük aslanın ortağı İsrail de, Hamas ve Hizbullah’ı kırarak, İran’ı Ortadoğu’dan söküp atar.
Artık Suriye yalnız bırakılmış ve işgale hazır hale getirilmiştir. Son bir yıldır ABD, İngiliz, Fransız ve İsrail’li subaylar tarafından, İtalya’nın Napoli şehrindeki NATO karargahında hazırlana plan ve Katar’dan sağlandığı iddia edile 137 milyar dolar finansman ile Suriye bir hafta da çökertilmiştir. Heyet Tahrir el-Şam ve Suriye Milli ordusu, hiçbir direnişle karşılaşmadan Suriye’yi işgal etmişlerdir.
Başlangıçta küçük aslan Türkiye, benim bundan haberim yok dese de, işgal başarıldıktan sonra, ben organize ettim demeye başlamıştır. Başarının sahibi çok olur, başarısızlık yetimdir.
Milyonlarca vatandaşını katleden ve bir o kadarını da mülteci durumuna düşürerek, yerinden yurdundan eden katil Esat, Rusya’ya kaçmış ve mülteci durumuna düşmüştür. İşte yaptığını yaşamadan ölmeyeceksin derler ya, bu söz doğrulanmıştır.
Büyük aslan ABD’nin verdiği bütün görevler, isteyerek veya istemeyerek yerine getirilmiştir. Sıra menfaati paylaşmaya gelince, Büyük aslan, küçük aslana sakın bir talepte bulunma, HTŞ lideri Colani’nin arabasına bin, Emevi Camisi’nde namaz kıl demiştir. Senin payına düşen bu demek istemiştir.
Küçük aslan buna razı olmamış, büyük aslana, sen bana söz vermiştin, sınır güvenliğimi sağlamak için 30 km derinliğe kadar Suriye’ye girecektim, Rusya buna itiraz etti, yarım kaldı. Şimdi Rusya yok, Ayn El Arap ve Kamışlı’daki boşlukları doldurayım der.
Büyük aslan ABD kabul etmez, oralarda YPG var, sen General Mazlum Kobani ile anlaş der. Habersiz girmeye kalkarsan bana saldırmış sayarım haberin olsun diye de uyarır.
Şimdi dönelim bizim aslan maymun fıkrasına. Bir yerde iki aslan varsa küçüğü büyüğü olmaz. Aslan, aslandır. Küçük aslan olmayı kabul eder, verilen bütün görevleri yaparsan, maymun kadrosundan verilen paya razı olmak zorunda kalırsın.
Mademki aslansın! azdan az, çoktan çok gider. Vurup pençeyi hakkını alacaksın. Öyle ‘’pençe kilit harekatı’’ demekle bu iş olmaz.
Aslan olmak, HTŞ ve Suriye Milli Ordusu (SMO) Halep’e saldırdığı gün, eş zamanlı olarak, Ayn El Arap ve Kamışlı’dan harekat başlatmayı gerektirirdi. Fırsat kaçtıktan sonra talepte bulunanlara, maymun payı teklif edilmektedir. Siz bakmayın Donald Trump'ın gaz vermelerine, onlar Türkiye için hayırlı rüya görmezler.
Teşbihte hata olmaz, bu konu ancak bu şekilde anlatılırsa kolay anlaşılır diye düşündüm. Aslan isen aslanlığını bil, maymun payına razı olma demek istedim.
İnsanoğlu işte aslansın dersin, kendisini ormanların kralı zannederek böbürlenir. Maymun denilince, üstte başta yok, kıç baş açık, beni niye ona benzetiyorsun diye üzülür.
Üzülmeye ya da böbürlenmeye gerek yoktur. Sonuçta ikisi de hayvandır.
Ayni görüşte olduklarımız zaten bilmektedir, ancak donmuş beyinlerde belki çözülmeye faydası olur diye, konuyu böyle izah etmeye çalıştım. Umarım katkısı olmuştur.
(17, Aralık, 2024-Ankara)