ORTADOĞULU YAPILMAYA DİRENELİM
Necdet Topçuoğlu
Türkiye, Ortadoğulu olmayı dindar olmak zanneden, bir zihniyet tarafından yönetilmektedir. Müslüman olan komşu bir devlet, eli kanlı teröristler tarafından işgal edilmiştir. Bu işgale, Suriye gerçek sahiplerinin eline geçmiştir diyen bir zihniyet tarafından yönetiliyoruz. Ülkesine ihanet eden bir Baas Lideri, ülkeyi soyup soğana çevirerek Rusya'ya sığınıştır. Sahipsiz, savunmasız ve ordusuz kalan Suriye, İsrail tarafında işgal edilmektedir. Bre gafiller, İsrail Ordusu Suriye'nin bütün askeri tesislerini vurdu, mutlumuzunuz? Türkiye'deki kara cahillerin sevinç çığlıkları atarak kutladıkları işte bu kepazeliktir.
Turkiye'yi yönetenler halen çıkıp Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız diyebilmektedirler. Yoksa toprak bütünlüğü denilince, ülke topraklarının tamamının İsrail'in eline geçmesi olarakmı anlaşılmaktadır. Rusya ve İran, Türkiye'nin ihanetine uğradık diye, dünya basınına açıklama yapmaktadırlar. Suriye bir tuzaktı, Türkiye bu tuzağa düştü denilmektedir. Ben de Ortadoğu bataklığına iyice saplandığımızı düşünüyorum. Ortadoğulu olmak, bir coğrafyada yaşamak demek değildir. Ortadoğulu olmak, gerici bir kültürün esiri olmak demektir. Peki Ortadoğulu olmak ne demektir, şimdi ayrıntılarıyla değerlendirelim.
-Ölümü yüceltip güzel yaşamayı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Dini yüceltip bilime kötü gözle bakmak, Ortadoğululuktur.
-Lideri yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-İmanı yüceltip aklı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Duyguları yüceltip mantığı küçümsemek Ortadoğululuktur.
-Müteahhitti yüceltip, mühendisi aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Üniversiteleriyle değil, camileriyle gurur duymak Ortadoğululuktur.
-“Alnı secde görüyor” diye, zorba ve hırsız politikacılara oy vermek Ortadoğululuktur.
-İmamları yüceltip, filozofları aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Kendi çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını imam hatiplere zorlamak Ortadoğululuktur.
-Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmak Ortadoğululuktur.
-Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmak Ortadoğululuktur.
-Hatasından öğrenmek yerine, onunla duygusal bağ kurup hayatını bataklığa çevirmek Ortadoğululuktur.
-Standart sahibi olmak yerine, düştükçe “beterin beteri var” diye kendini avutmak Ortadoğululuktur.
-Başına gelene katkısını görmek yerine, hep dış güçleri suçlamak Ortadoğululuk.
-Şeytan taşlamayı ibadet sanmak, Ortadoğululuktur.
-Kendi hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla övünmek Ortadoğululuktur.
-Sıkılmış bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna sanmak Ortadoğululuktur.
Yukarıda sıraladığım maddelerin birçoğunun dinle ilgili olduğunu görüyorsunuz, neden?
Çünkü ortalama bir Ortadoğulunun beyninin %75'i dinle kaplıdır. Bu yüzden diğer düşüncelere çok az yer kalmaktadır.
Onun zihniyetiyle ilgili söylediğiniz her şeyi, dinine saldırı görmektedir.
Bunların din dışında başka fikirleri olmadığı için, dinini ilgilendirmeyen hiçbir eleştiri yapma şansınız da yoktur!
Bu üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık yakalamanın imkansızlığı gibi bir durumdur. İronik bir şekilde, Ortadoğulular ülkelerinin sıkıcılığından kaçıp, nefes almak için turist olarak Türkiyeye geliyor.
Türkiyenin yöneticileri ise gittikçe ülkemizi Ortadoğululaştırmaktadır. Bu nasıl bir akıldır?
Yurt dışına, gitme imkânı olanlar dikkat etsinler. Arap şeyhlerinin çocukları, yanlarında Rus sevgilileriyle en lüks restoranlarında keyif yapmaktadırlar. Bu uyuşuk beyinli yaratıklar, kendi ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde hayatlarını yaşamaktadırlar. Kendi halklarına karşı da din tüccarlığı yapmaktadırlar. Bu kültür insanları âç bırakıp biat, cahil bırakıp itaat etmelerini sağlamaktadır. Bu cahillere, “adamlar size din merkezli yaşamayı övüyor ama kendileri son derece dünyevi yaşıyorlar” deseniz, sizi linç etmeye kalkarlar. Celladına aşık olan bir zihniyete yardımcı olmak mümkün değildir.
Bu satırları inanın kimseyi ikna etmek için yazmadım. Mantığa inanmayan insanların, mantıklı söylemlerle değişmeyeceklerini bilecek kadar hayat tecrübem vardır. Hayatta, bazıları akılla öğrenir, bazıları acıyla. Maalesef bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyasıdır. Ben yine de yazmadan edemiyorum. Dememişmiydim demekten çok rahatsız oluyorum. Bu topraklar, herşey iş işten geçtikten sonra anlaşılan topraklardır. Azgelişmişlerin kaderi, "İdrak gecikmesidir".
Türkiye'deki cahiller, yanmış yıkılmış Suriye'nin durumuna bakmadan, Hain Esat'ın yerine CHP'yi koyarak siyaset yapmaya çalışıyorlar. Gördünüz mü garajdaki arabaları demekten utanmıyorlar. Sanki o garaj CHP'nin garajı. İnceden, inceden en üst ağızdan meshep eksenli politika yapmaya çalışıyorlar. Sıra İran da diye teselli buluyorlar. Halbuki tehlike kapımızdan içeri girmiş, zavallılar halen iç siyaset yapmaya çalışıyorlar. Tanrı bu zihniyeti yarattıktan sonra, şeytanı yaratmakla zahmet etmiş diye düşünüyorum.
(11, Aralık, 2024-Ankara)