Necdet Topçuoğlu


TARİHİ FESLİ KADİRDEN ÖĞRENİRSEN!!

Atatürk, "tarihi yazan yapana bağlı kalmalıdır, aksi halde tarih felaketin belgesi olur" demiştir.. Tarihçi olmak, tarihi bilmek, tarih bilgisine ulaşmak, hepsi birbirinden farklı hususlardır


TARİHİ FESLİ KADİRDEN ÖĞRENİRSEN!!

Necdet Topçuoğlu

Atatürk, "tarihi yazan yapana bağlı kalmalıdır, aksi halde tarih felaketin belgesi olur" demiştir.. Tarihçi olmak, tarihi bilmek, tarih bilgisine ulaşmak, hepsi birbirinden farklı hususlardır. Ben doğru tarih bilgisine nasıl ulaşılacağını bilenlerdenim. Kullanmak istediğim tarih bilgisini mutlaka birkaç ayrı kaynaktan kontrol ederim. Sonra kendimi başkasının yerine koyup, aykırı sorularla bilgimi test ederim. Cevap verirken vicdanım rahatsa, kaynaklarıma güveniyorsam bilgi doğrudur. Tarihi yazarken, okurken ve anlatırken, hür vicdanın adalet terazisinde tartmak zorunludur.

Ben Lozan belgelerini okuyan yurtseverlerden birisiyim. Bakınız antlaşma demiyorum, çünkü antlaşma 143 madde, önsöz ve 4 bölümden oluşmaktadır. Kısa sürede okumak mümkündür. Esas olan 8 ay süren müzakerelerin belgelerini okumaktır. Taraf tutmadan bu müzakerelerde emeği geçen tüm tarafları rahmetle anıyorum.
Lozan Barış Antlaşması, I. TBMM tarafından imzalanmış, II. TBMM tarafından onaylanmıştır. Antlaşmayla, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı ve Misakımilli, itilaf devletleri tarafından resmen tanınmış ve kabul edilmiştir. Sevr Antlaşması ise geçersiz hale gelmiştir.

En baştakinden sıradan vatandaşa kadar, Lozan'dan nefret edip, Sevr'den medet umanlar tarihi Fesli Kadir'den öğrenenlerdir. Önüne yazılıp verilenden başka tarih bilgisi olmayanların Lozan Antlaşması hakkında mesnetsiz ifadelerde bulunması devlet adına üzücüdür. Yalanları konuşurken yüz ifadelerine baktıklarım beni korkutmaktadır. Bizim gibi insanların pişkince konuşulan bu yalanlarla baş edebilmesi mümkün değildir. Belgesiz konuştukları yalanlarla,  insanların yıllardır Lozan Antlaşmasına kuşku ile bakmalarına neden olmuşlardır. Şimdi de ABD, İsrail ve Abdullah Öcalan ile birlik olup, 1924 Anayasası öncesindeki Sevr şartlarına dönmemizi dayatmaktadırlar.

Geçmişte muhteremin Lozan Antlaşması ile ilgili çok çelişkili konuşmalarını dinledim. Bazen anlaşmanın lehinde, bazen de aleyhinde olmuştur. Son konuşmasında, 12 adaları Lozan Antlaşmasıyla verdik diye algı yaratmaktadır. Bir yalan bu kadar fazla tekrar edilirse, sonunda yalanı söyleyende inanırmış. Anlaşılan yüzdeki rahatlık bundan kaynaklanmaktadır. Osmanlı Devleti 12 Adalar olarak bilinen Ege Denizi'ndeki adaları 1912 yılında Lozan'ın Ouchy semtinde imzalanan antlaşmayla, geçici olarak İtalya'ya bırakmıştır. Semtin adından dolayı bu antlaşmaya Ouchy (Uşi) Antlaşması denilmektedir.

Uşi Antlaşması şartlarına uyulduğu takdirde, 12 Adaların tekrar Osmanlı Devleti'ne geri verilmesi söz konusuydu. Ancak şartlara uyulmadığı için, konu üç yıl sonra Londra da yapılan toplantıda tekrar gündeme gelmiştir. 1915 yılında taraflar arasında yapılan görüşmelerde uzlaşma sağlanamadığı için, 12 Adalar "Londra Paktı" denilen antlaşmayla tamamen İtalya'ya bırakılmıştır. Bu duruma itiraz eden hiçbir Osmanlı Padişahı olmamıştır. Ayrıca İtilaf Devletleri 1915 yılında Çanakkale Boğazına dayanmışlardır. Anlayacağınız, 12 Adalar önce Uşi'de, sonra da 1915 yılında Londra'da iki defa İtalya'ya verilmiştir.

Peki gerçek bu kadar net olmasına rağmen, karışıklık nereden kaynaklanmaktadır? Uşi Anlaşması'nın ismini aldığı Uşi, Lozan şehrinin bir semtidir. Bu yüzden 1912'de imzalanan Uşi Antlaşması, İtalyan tarihinde Lozan Antlaşması olarak geçmektedir. Ancak bu antlaşmanın 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile bir ilgisi yoktur. Zaten birbirine karıştırılmasın diye bu anlaşmaya "Uşi Antlaşması" denilmiştir. Maalesef Fesli Kadir ve yandaşları yalanı doğruymuş gibi kabul ettirdikleri halde, Cumhuriyetçiler doğruyu kabul ettirmekte başarılı olamamışlardır. Bu durum hem üzücü, hemde aymazlıktır. Fesli Kadir'in bahsettiği Lozan, İtalyan Tarihinde geçen Lozan'dır diyememişlerdir.

Türk Tarihinde yer alan 1923 Lozan Antlaşmasıyla  Ege Denizi'ndeki birçok ada Türkiye'ye geçmiştir.
Lozan Anlaşması ile Türkiye'ye geçen bu adalar ise, son 10 yılda Yunanistan'a bırakılmıştır. Yunanlılar bu adaları silahlandırırken, şimdiki yöneticilerde, Osmanlı Padişahları gibi itiraz etmemişlerdir. Bu gün Yunan işgalinde bulunan Ege adaları, uluslararası anlaşmaya göre halen daha Türkiye'nindir. Hem Devleti yöneteceksiniz, hem de tarihi gerçekleri bilmeyeceksiniz, yada bildiğiniz halde saptıracaksınız bunu kabul etmek mümkün değildir. Hadi bunlar Sevr şartlarına dönmek için yapıyorlar diyelim, Cumhuriyeti savunanlar neden geçeği haykırarak savunmazlar, işte bu sorgulanmalıdır.

(27, Temmuz, 2025-Ordu)