Necdet Topçuoğlu


TMO HUBUATIN MERKEZ BANKASIDIR

Toprak Mahsulleri Ofisi, bir anlamda hububatın, özellikle buğdayın Merkez Bankası gibidir


TMO HUBUATIN MERKEZ BANKASIDIR

Necdet Topçuoğlu

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), buğday fiyatlarının üreticiler yönünden normalin altına düşmesini önlemek için, Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilecek yerlerde ve tayin edilecek fiyatlarla buğday satın almak ve buğday piyasasını korumak ve tanzim etmek, uyuşturucu madde tekelini işletmek üzere 24/6/1938 tarihli ve 3491 sayılı Kanunla kurulmuştur. Bu Kanunda diğer hububatın da Bakanlar Kurulu Kararı gereğince TMO’nun faaliyet alanına alınabileceği hükmüne yer verilmiştir. TMO, sermayesinin tamamı Devlete ait, 8/6/1984 tarihli 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe ve faaliyetlerinde özerkliğe sahip, sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür.

Toprak Mahsulleri Ofisi, bir anlamda hububatın, özellikle buğdayın Merkez Bankası gibidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının, Kur rejimini belirlemek, Türk lirasının yabancı paralar karşısındaki değerinin belirlenmesi için işlemler yapmak, Finansal sistemde istikrarı sağlayıcı ve para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak gibi görevleri bulunmaktadır. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin de, piyasa da buğday fiyatları düştüğünde alım yapmak, fiyatlar yükseldiğinde piyasaya girerek satış yapmak ve fiyat istikrarını sağlamak gibi önemli bir görevi bulunmaktadır. Ofis, fiyatları dengede tutarak, hem üreticiyi, hem de tüketiciyi korumakla görevli olan çok önemli bir kurumdur. TMO, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı değil, adı geçen Bakanlığın ilgili kuruluşudur. Kendi Yönetim Kurulu ve Karar Organı bulunmaktadır.

TMO’nun buğday alımını, yurt içi üretim miktarı başta olmak üzere, yurt dışı piyasalar, ekonomik göstergeler, yani faiz-döviz kuru doğrudan etkilemektedir.  Buğday üretiminin düşük olduğu yıllarda arz talep dengesi, talep yönünde yüksek oluştuğundan, piyasa fiyatları TMO’nun alım fiyatlarının üzerinde seyretmektedir. Bu durum, buğday alımlarının düşük gerçekleşmesini veya hiç olmaması sonuçlarını doğurmaktadır. Hatta fiyat istikrarını sağlamak için Kurum, ithalat yoluna başvurmaktadır.  Üretimin yüksek olduğu yıllarda ise arz talep dengesi arz yönünde yüksek oluştuğundan piyasa fiyatları, TMO alım fiyatlarının altında veya seviyesinde seyretmektedir. Böyle hallerde TMO fazla alım yapma zorunda kalmaktadır. Maalesef iktidarlar bu durumdan hiç hoşlanmamaktadırlar.

Bir zamanlar Toprak Mahsulleri Ofisi’nden, çiftçinin kara gün dostu olarak bahsedilirdi. Son yıllarda Hükumetin ithalatçı politikalara ağırlık vermesi nedeniyle TMO, çiftçinin kara gün sebebi olmuştur. Dünya piyasalarında buğday ucuz diyerek, silo ve diğer depolarını ithal buğday ile dolduran TMO, Türk çiftçisi hasadı bitirdikten sonra, açıklanan fiyattan piyasaya girmediği için, çiftçi tüccarın kıskacına düşmektedir. Böylece başka ülkelerin Hükumetlerince desteklenen çiftçileri, bir de TMO tarafından desteklenmektedir. Hükumet Türk çiftçisini yeteri kadar desteklemediği gibi, birde başka ülkelerin sonuna kadar desteklenen çiftçileriyle rekabete sokmaktadır. Bunun anlamı Türk çiftçisine üretimi bıraktırmaktır. Üretmeyen milletler aç kalmaya mahkumdur.

Hükumet tarafından 2024 yılı buğday alımları, ekmeklik buğday için ton başına 9.250 TL, makarnalık buğday için 10.000 TL olarak açıklanmıştır. Ayrıca, çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticilere buğday için, ton başına 1.750 TL'ye kadar, fark ödemesi desteği verileceği ifade edilmiştir. Ancak TMO buğday bedellerini geç ödediği için, gerçekleşen fiyatlar geçen yılın alım fiyatları seviyesinde kalmıştır. Başta mazot, gübre, enerji, ilaç ve tohum olmak üzere, bütün üretim girdilerine %100 zam yapılmış olmasına rağmen, buğday alım fiyatlarına %12 zam yapılmış olması Türk çiftçisine ihanet anlamına gelmektedir. TMO 379 iş yeri, 235 lisanslı depo olmak üzere, toplam 614 noktada alım yapmaktadır. Ancak nakit paraya sıkışık olan üreticiler buğdayını daha ucuza tüccara vermek zorunda kalmışlardır. Bütün tarım ürünlerinde aynı sorun yaşanmaktadır.

Toprak Mahsulleri Ofisi satın aldığı mahsulü, çelik silo, lisanslı depolar, beton ve yatay depolar, açık yığınlar ve toprak lodalarda stoklamaktadır. Depolama kapasitesinin 3.775 bin ton olduğu bilinmektedir. Bu çağda, açık yığınlar ve polietilen ile bohçalanmış toprak lodalarda, buğday depolanması ilkelliktir. Ayrıca bu tür depolarda kayıplar çok olmaktadır. Yıldan yıla değişmekle birlikte, her yıl yaklaşık 250 bin ton mahsül bu şekilde depolanmaktadır. Milyonlarca TL tutarındaki kayıplar, kurum zararı olarak bilanço kayıtlarında görülmektedir. Köklü bir kuruluş olan TMO’nun gerekli yatırımları yaparak, ihtiyaç duyulan depolama sorununu çözmesi zorunlu görülmektedir.

Birkaç gün önce Televizyon haberlerinde Balıkesir Milletvekili Turan Çömez, buğdayın neden toprağa gömüldüğünü sorgulamıştır. Görüntülü çekim yaptığı sahada çürümüş polietilen parçalarını görünce, bu sahanın yeni tahliye edilen toprak silo alanı olduğunu anladım. Tekniğine uygun olarak yapılmadığı için, su aldığından yığınların bozulduğu anlaşılmaktadır. Sahanın tahliyesi sırasında çok miktarda buğdayın ziyan olması, haklı olarak Milletvekilinin tepkisini çekmiştir. Ancak bu yüzlerce stok sahasından sadece birisidir. Milletin malını bu şekilde ziyan etmek büyük sorumsuzluktur. Dikkat ederseniz, buğday ucuz, ekmek pahalıdır. Bütün tarım ürünlerinde olduğu gibi, üreten ile tüketen soyulmakta, aracılar vurgun vurmaktadır. Sorumlular ayağına denk alsınlar, tarımı kaybeden milletler, yarını kaybederler.

(21 Eylül, 2024-Ordu)