Necdet Topçuoğlu


TÜRKİYE'YE EMEVİ ZULMÜ YAŞATILMAKTADIR

Hz. Peygamber'in amcası Ebu Lehep ve süt kardeşi olarak bilinen Ebu Süfyan, İslam Dini'nin tebliğ edilmesine karşı çıkmışlar, Peygamber'e muhalif olmuşlardır.


TÜRKİYE'YE EMEVİ ZULMÜ YAŞATILMAKTADIR

Necdet Topçuoğlu

Hz. Peygamber'in amcası Ebu Lehep ve süt kardeşi olarak bilinen Ebu Süfyan, İslam Dini'nin tebliğ edilmesine karşı çıkmışlar,  Peygamber'e muhalif olmuşlardır. Namaz da okunan Tebbetyeda Suresi Ebu Lehep ve karısına bed duadır. Emeviler, Ebu Süfyan ile Ebu Leheb dine dayalı sömürü düzenini sürdüren İslami anlayışın kurucularıdır. Emevi din anlayışında gösteriş namazı, ziyafet orucu, ticaret haccı vardır. İtibardan tasarruf olmaz, bu kültürde saray üstüne saraylar yapmak vardır. Bu gün yapılan saraylar tesadüfi değildir.

Emevi din anlayışında yandaşlar zengin edilir, yandaş yapılmak istenenlere kamu bütçesinden imkânlar dağıtılır. Emevi din kültüründe halk sömürülür, yoksullaşır, din nutuklarıyla uyutulur. Yoksullaşan ve cahil bırakılan halk, itaat ve biat eder. Düşünme ve sorgulama yeteneğini kaybeder. Günümüz Türkiyesinde bunların hepsi yapılmaktadır. Sanki yüzyıllar öncesinin Emevi ruhu dirilmiş gibi bir durum var. İnsanları mankurtlaştırdılar.

Emevilerin ilk halifesi Muaviye, Peygamberin birinci torunu Hasan’ı zehirletip öldürmüş, ikinci halifesi Yezit, Peygamberin ikinci torunu İmam Hüseyin’in  başını Kerbela da kestirmiştir. İmam Hüseyin'in kesik başını Emevi Camisi'ne getirtip, Şam Halkına teşhir etmiş ve aşağılamıştır. İşte günümüzdeki Emevi kalıntılarının Emevi Camisi sevdası buradan kaynaklanmaktadır. Bu zalimler aynen o döemdeki gibi yine de müslümanlara kendilerini övdürmeyi başarmaktadırlar.

Kur 'an esaslı İslam Dini'ne düşman olanlar, Emevi Camisi'nde namaz kılmak için yarış etmektedirler. Hz.Peygamber öldükten sonra, İslam Dini'ni sulandıranlar Emeviler'dir. Emevi Camisi'ni Hz. Peygamber'in sülalesi Haşim Oğulları'ndan alınan intikamın sembolü olarak görmektedirler. Hz. Muhammed'i nebi olarak bilenlere Emevi Camisi'nde namaz kılmak haramdır. İslam da mabed kavramı yoktur. "Gök kubbenin altında kalan her yer mabed, işlenilen her meşru fiil ibadettir." Önemli olan meşru fiil işlemektir.

Tarih bilgisi olanlar, Emevi Kralı Velit’in nasıl bir Türk düşmanı olduğunu bilirler. Onun komutanlarından Kuteybe adındaki zalim, 705 yılından Ceyhun Irmağını geçip Turan’a saldırmıştır. Emeviler 45 yıl boyunca, Turan şehirlerini talan etmişlerdir. Yakaladıkları kızları, delikanlıları zincirleyip satmışlardır. Eli silah tutanları öldürmüşler, kılıçla baş kesmekten kolları yorulunca ağaç dallarına asmışlardır. Emeviler Turan’da buldukları altınları, gümüşleri, takıları çalmışlar, kitapları yakmışlar, heykelleri, yazılı taşları kırmışlardır. Bu zalim kavim tam bir medeniyet düşmanıdır.

Türk Milleti'nin tarihi düşmanı olan Emeviler, Talkan ve Curcan katliamları ile 150 bin Türk'ü katletmişlerdir. Bu katliamlar Türk Tarihi'nde yer almamaktadır. Ancak başka milletlerin tarihleri bu katliamları yazmaktadır. Bu katliam ve talanlar sonucunda, büyük bir uygarlık karanlığa gömülmüş, hiç yaşanmamış gibi olmuştur. İşte bu dindar ve kindar olduklarını saklamayan Emevi seviciler, Emevi Camisi  üzerinden tarihi düşmanlıklarını sürdürmektedirler. Ben asla düşmana kızmam, onlar görevlerini yapmaktadırlar. Ben Türk adını dillerinden düşürmeyen beyin fakirlerine kızıyorum. Bunlar gerçekten Türkmü diye kanlarından şüphe ediyorum.

Maalesef Türkiye muhalefeti, sağcısı ve solcusu ile, tam bir bilgi fakiridir. Emevi sevicilerin, Emevi Camisi'nde namaz kılmak sanki Müslüman olmanın ölçüsüymüş gibi, muhalefet bu çıkışın altında ezilmektedir. Hiçbir caminin bir diğerine üstünlüğü veya eksikliği yoktur. Muhalefet sözcüleri, biz Emevi Camisi'nin Hz. Peygamber'in sülalesinden alınan intikamın sembolü olarak gösterilmesine karşıyız diyemiyorlar. İslam dini mezhep dini değildir, Kur'anda mezheplere yer yoktur. Emevi Camisi'ni mezhep ayrımının mabedi olarak görenler, İslam Dini'ne ihanet etmektedirler.

Türk Milleti, ne katil Saddam'ın ne de katil Esat'ın taraftarı olmamıştır. Sünni eksende Saddam tipi Baas Partisi olma yolunda ilerleyen Siyasal İslamcıların, muhalefeti Esat tipi  Baas Partisi olmakla suçlaması, akıl ve vicdandan uzak bir tutumdur. Mezhep çatışmalarının bataklığı hâline gelen Suriye'den bir başarı hikâyesi çıkmaz. El Kaide türevi  olan Heyet Tahrir Eş Şam'ın, Suriye'yi işgali, Türkiye'deki işsizliği azaltmaz, enflasyonu düşürmez, yoksulluğu önlemez. Bu nedenle İktidarın Suriye konusunu iç siyasete alet etmesi çaresizliğin göstergesidir. Ancak umdukları dağlara kar yağmamıştır.

Türk Milletinin Anadoludaki varlığı tehdit altındadır. Arap kültürünü din zanneden cahil kitleler, Emevi kindarlığının peşine takılarak, kendileriyle birlikte hepimizin sonunu hazırlamaktadır. Bu çıkarcı zihniyet Türkiye'yi vatan olarak değil, bir emlak olarak görmektedir. İstanbul da kanal projesi ile bir yandan Arap sermayesine rant sağlarken, diğer yandan ABD emperyalizminin Karadenize girme amacına hizmet etmektedir. Rant uğruna gözler o kadar kararmışki, kanal çevresindeki emlak pazarlama reklamlarında devletin başını bile konu mankeni olarak kullanmışlardır. Parti farkı gözetmeksizin bütün millet ayağa kalkıp direnmedikçe, bu kötüye gidişin durdurulması mümkün değildir.

(26, Nisan, 2025-Ankara)