VERGİLER CANIMIZIN DİYETİ HÂLİNE GELDİ
Necdet Topçuoğlu
Diyet, Ömer Seyfettin’in en güzel öykülerinden birisidir. Öykü de adı geçen Koca Ali, gösteriş yapmaktan uzak, mütevazi bir hayat yaşayan, sessiz, sakin ve onurlu bir kişidir. Demircilikle uğraşır ve yaptığı kılıçlar öyle güzel ve sağlamdır ki halk tarafından namı duyulmuştur.
Halk, işini böyle güzel yapan Koca Ali’yi dilinden düşürememektedir. Ayrıca Koca Ali, kimseye eyvallahı olmayan birisiydi. Hiç pazarlık yapmaz ne fiyat verirlerse onu alırdı. Zamanında babasının ölmesi ile öksüz kalan Koca Ali, amcasının yanına yerleşmiş olsa da kimseye eyvallahı olmaması nedeniyle çok kalamayıp amcasının yanından kaçarak bir demircinin yanında kimseye boyun eğmeden çalışmıştı. Gurur onun için her şeyden önemli idi. Belirli bir zaman sonra kendi dükanını açıp kendi işi ile uğraşmaya başlar.
Çok fazla ortada dolanmazdı. Günün çoğunu kılıç döverek geçirirdi. Evi ve işi arasında hayatı geçerdi. Bir gün geç saatlere kadar çalıştıktan sonra yatsı namazı için camiye gitti, iki Mesnevi dervişinin sohbetini dinledikten sonra cami çıkışı etrafta zamanın nasıl geçtiğini anlamadan dolandı. Fakat o gece yatsıdan sonra dışarı çıkmak yasaktı. Bekçi başı Koca Ali’yi hemen tanıdı eve gitmesini istedi.
Evine geldiğinde kapısı aralıktı bu durumu pek önemsemedi çünkü evinde değerli bir şey olmadığı için kapıyı önemsemezdi. Yatağına uzanıp yattı. Sabah olduğunda kapısı çalınıyordu. Gelen o gece gördüğü bekçilerdi. Hemen evini aramaya başladılar. Yerde kan lekesi ve yeni yüzülmüş bir deri vardı. Koca Ali ne olduğunu bile anlamamıştı. Oysa dün gece hırsızlık olmuş, bir adamın koyunu çalınmıştır. Koyunu kesenler paralarını paylaşmışlardır. Ayrıca Koca Ali’nin iş yerinin önünde boş kese bulunmuştur.
Koca Ali hemen Subaşının karşısına çıkarılır, tüm deliler hırsızlığı onunun yaptığını gösteriyordu. Koca Ali ne kadar itiraz etse de kolunun kesilmesi cezasına çaptırıldı. Bu ceza onun için bir felaketti çünkü demire iki eliyle su veriyor tüm işini elleri ile yapıyordu.
Bu haberi duyan herkes çok üzüldü. Şeriat kanunlarına göre ancak diyetini ödeyerek atılı suçtan aklanabilecekti. Onu çok seven ve ondan alış veriş yapan Sipahiler kolunun diyeti için o dönemin zenginlerinden Kasap Hacı Mehmet’e gittiler. Hacı kasap çok cimri bir insandı normalde bu durumu kabul etmezdi ama Sipahilerle arasını iyi tutmak için diyetini ödemeyi kabul eder.
Kasap Hacı Mehmet, borcunu ödemesi için onu yanına hizmetçi olarak alır. Koca Ali, efendisinin her dediğini yapar; ancak gördüğü kötü muamele karşısında bir gün dayanamayarak kendisinden sürekli diyetini ödemesini isteyen Kasap Hacı Mehmet’in önüne sol kolunu bileğinden satırla keserek atar ve yeniden özgürlüğüne kavuşur.
Kardeşim ülke ekonomisini içinden çıkılmaz hale getirdiniz, garsonların ve motokuryelerin bahşişlerinden vergi almaya çalışıyorsunuz. Bahşiş verenin vergi borcunu sileceksin, bahşiş alanın bahşişinden vergi alacaksın. Aldığınız vergiler Delidumrul'un köprü vergisini aratır hale geldi. Almadığınız bir canımız kaldı. Biz neyin diyetini ödüyoruz arkadaş? Şayet canımızın diyetini ödüyorsak alında kurtulalım. Kene gibi yapıştınız milletin bedenine. Kanımızı emiyorsunuz, doymak bilmiyorsunuz. Düşün yakamızdan kardeşim.
(24, Haziran, 2024-Ankara)