Necdet Topçuoğlu


YENİ "MİLLİ KİMLİK" FEDERASYONDUR

Hatırlarsanız Devlet Bahçeli daha önce "Türkiyeli" olmaktan bahsetmişti. Bu defa söylemini ‘’Yeni Bir Milli Kimlik’’ olarak değiştirmiştir


YENİ "MİLLİ KİMLİK" FEDERASYONDUR

Necdet Topçuoğlu

Hatırlarsanız Devlet Bahçeli daha önce "Türkiyeli" olmaktan bahsetmişti. Bu defa söylemini ‘’Yeni Bir Milli Kimlik’’ olarak değiştirmiştir. Bu ifadeleri duyanlar kulaklarına inanamamış, acaba dil sürçmesi mi oldu diye şaşkınlık geçirmişlerdir. Ancak yeni Anayasa düzenlemesinde Türk Kimliğinin Anayasadan çıkartılacağı anlaşılmaktadır. O dönemde bir vekil, Almanya ile federal sistemi görüştük demiştir. Toplumun tepkisi ölçülmekte ve Göbels taktikleri kullanılarak, toplum yavaş, yavaş alıştırılmaya çalışılmaktadır.

Bu konuda Rahmetli Süleyman Demirel'in bize anlattığı bir hususu paylaşmak isterim. Ankara, Büklüm Sokakta Rahmetli Ekrem Ceyhun ve İsmail Heral'ın başında bulunduğu bir grubumuz vardı. Bir gün Rahmetli Demirel çalışmalar hakkında bilgi almak üzere gruba geldi. Sohbet sırasında, ABD'nin eski Dışileri Bakanlarından Hanry Kissinger'in kendisini Dışişleri Bakanlarımızdan İhsan Sabri Çağlayangil ile birlikte İstanbul Hilton Otelinde kahvaltıya davet ettiğini anlatmıştı. Söz konusu davete katıldıklarını söyledi.

Hanry Kissinger kahvaltıda Başbakan Demirel'e, Sayın Başbakan, size hiç savaşmadan toprak kazandırmayı planlıyoruz demiş. Rahmetli Demirel, bizim öyle bir talebimiz yoktur. Yine de bilmek isterim, nasıl olacak bu iş diye sormuş. Kissinger; "Kıbrıs, Batı Trakya, Ermenistan, Oniki Adalar, Gürcistan, Süleymaniye ve Kerkük'ü size bağlayıp, büyük bir federasyon kuruyoruz" demiş. Bölge de bu büyüklükteki coğrafi alanı ekonomik olarak yönetmeyen bir devlet ayakta kalamaz fikrini ortaya atmış. Demirel buna çok şaşırmış.

Demirel bize dedi ki, Çağlayangil'e baktım hiç oralı değil. Zaten kabul edemeyeceğimiz konular için, umursuz davranma hususunda anlaşmıştık. Döndüm Kissinger'e, "o bize bağlayacağınız devletçikler, yarın bir gün ayrılırken ne kadar toprak götürürler" diye sormuş. Kissinger bu soruya çok kızmış ve toplantı bitmiştir deyip çıkmış. Demirel, kendi ülkemizde kahvaltı masasından kovulmuş gibi olduk diye üzüntüsünü ifade etmişti. Gençler dikkat edin, önce genişleme, sonra daralma taktiği uygulamak istiyorlar diye ekledi.

Başbakan Demirel bu anısını paylaştıktan sonra bize şunu söyledi. "bu emperyalist güçlerin planında gelecekte bizi Yugoslavya gibi federasyon yapıp, bu yolla parçalama düşünceleri var. Biz bir dönemi tamamladık gidiyoruz. Aman sakın bir gün federasyon teklifi yada dayatması ile karşılaşırsanız bunu asla kabul etmeyin" diye uyarmıştı. İşte Devlet adamı vizyonu budur. Vizyon görünmeyeni görünür hale getirmektir. Rahmetli bu gün yapılmak istenenleri 1980'li yıllarda bize anlatmıştı.

Milletin gücüne önderlik edebilecek birleşik muhalefet olmadığı için, Erdoğan oyun kurma ve gündem belirleme üstünlüğünü elinde bulundurmaktadır. Yeni Anayasaya destek sağlamak için bir oyun kurmuşlardır. Abdullah Öcalan'ı kullanarak, Meclis de DEM Parti vekillerinin desteğini sağlamak istemektedirler. Bu konu da Devlet Bahçeli, bir kahraman edasıyla, tecrit kalktıktan sonra, terörist başı Meclise gelsin, DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Örgütü dağıttığını haykırsın demişti. Cahil siyaset ve uyuyan Millet bunun ne anlama geldiğini anlamamıştı. Bu söz üzerinden milliyetçilik edebiyatı tavan yapmış, yağlı urgan havalarda uçuşmuş, sonunda Bahçeli'nin makam odasında, İyi Parti poşetiyle birlikte asılarak, müzedeki yerini almıştır. Belliki mayınlı sahaya önce Bahçeli gönderilmiş, sonra 14 gün boyunca Erdoğan'ın bu konuda ne diyeceği tartışılmıştı.

Sonunda Erdoğan gerekli değerlendirmeleri yaparak, Devlet Bahçeli'ye övgüler yağdırmıştır. Bir anlamda konudan haberdar olduğunu ima etmiştir. Konuşmasının bir yerinde o da "Türkiyeli" olmaktan bahsetmiştir. Belli ki, yeni Anayasa da, Türk tanımının yerine "Türkiyeli" tanımını koymayı plânlamışlardır. Böyle bir tanım, Türk, Kürt, Arap federasyonuna kapı açacaktır. Zaten emperyalizmin istediği de budur. Türkiye savaşmadan masa başında bölünmek istenmektedir. Eski akil adamlardan bir zat, Erbil de basına yaptığı açıklamada, görüşmelerin iki yıldan bu yana sürdüğünü ifade etmiştir.

Değerli dostlar, siz hiç Almanyalı, Fransalı veya İtalyalı diye kimlik duydunuz mu? Duyamazsınız, çünkü kimlik olan, Alman, Fransız ve İtalyan'dır. Ancak toplum yavaş yavaş buna alıştırılmaktadır. Bütün bunlar devam ederken, daha milliyetçi geçinen sahte kahramanlardan en küçük bir eleştiri duyulmamıştır. Şahsi ikballer uğruna kocaman bir devlet feda edilirken, Milleti bilgilendirecek bir parti bile ortalarda görünmemektedir. Türkiye de 179 siyasi parti bulunmaktadır. İşte siyasi partiler çöplüğü buna denmektedir.

Bu vesile ile bizi uyaran Rahmetli Süleyman Demirel'i minnet ve şükranla anıyorum. Onun uyarısını topluma aktararak, uyarısına aracılık etmek istiyorum. Boğazıma yağlı urgan taksalar da, bir yurttaş olarak federasyonu asla kabul etmeyeceğim. Emperyalizmin Türkiye'ye, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde kurduğu terör devletine hamilik edin teklifi bir tuzaktır. Bazı hayalperestler misak-ı milli'yi gerçekleştiriyoruz sanabilirler. Bu bir yemdir. unutmayın!! "gözü yemde olan kuşun, ayağı tuzaktan kurtulmaz". Fareye, " yuvanın önünde peynir var al senin olsun demişler." Fare olmaz demiş, neden diye sorulunca, "yol kısa ödül büyük, bunda bir puştluk vardır demiş." İşte en azından fare kadar akıllı olmak zorundayız.

(30, Mayıs, 2025-Ankara)