Necdet Topçuoğlu

Tarih: 02.10.2025 00:54

TRUMP TÜRKİYE RUSYA İLİŞKİLERİNİ KOPARMAK İSTİYOR

Facebook Twitter Linked-in

TRUMP TÜRKİYE RUSYA İLİŞKİLERİNİ KOPARMAK İSTİYOR

Necdet Topçuoğlu

Donald Trump gibi dost olduktan sonra başka düşmana gerek yoktur. Erdoğan ile yapmış olduğu görüşmede bütün istekleri Türkiye'yi yalnızlaştırmak, ülkeyi kendi sınırları içine hapsederek, zaman içinde boğulmasını amaçlamaktadır. Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusunda İsrail güdümünde bir kürt özerk bölgesi kurarak, Türkiye'nin Ortadoğu ile bağlantısını kesmek istemektedir. Rusya ile bütün ekonomik ilişkilerini kes diye baskı yapmaktadır. Zengezur Geçidini yüz yıl süreyle kontrol altına alarak, Türk Cumhuriyetleri ile irtibatı kesmiştir.

Türk heyeti görüşmelerde savaş kaybetmiş ülke ezikliği içinde, sesini bile çıkarmadan Trump'ın bütün isteklerine evet demiştir. Sormak istiyorum karşı taraf hangi ayıbınızı örtüyor da bu kadar ödün verdiniz? Çevre ülkelerden ortalama 410 dolara aldığımız sıvılaştırılmış doğal gazı, 610 dolar gibi fahiş bir fiyata neyinizi kapattıkları için aldınız?

ABD, Rusya-Türkiye ilişkilerini sıfırlamak istemektedir. Türkiye'yi Rusya'nın doğrudan düşmanı yapmak istiyorlar. Tarafsız gözle, şöyle bir arşiv bilgilerine bakarak Türkiye'nin her iki ülke ile geçmişine göz atalım. ABD'mi, yoksa Rusya'mı Türkiye'ye daha fazla katkı sağlamış ortaya koyalım.

-Muavenet Muhribimizi Rusya vurmadı,
-Özel Kuvvetlerin kafasına Rusya çuval geçirmedi,
-15 Temmuz’u Fethullah ile beraber Rusya planlayıp icra etmedi,
-Irak üzerinde Eşref Bitlis’in helikopterini Rusya taciz etmedi,
-İsrail’in kurucusu ve 48’den beri kollayıcısı Rusya değil,
-Filistin topraklarını İsraile Rusya peşkeş çekmedi,
Irak’ı bölüp Kuzey Irak’ta Kürdistanı Rusya kurmadı,
-Barzaniyi, PKK’yı, YPG’yi başımıza bela eden Rusya değildi,
-YPG’ye binlerce TIR silah ve mühimmatı Rusya vermedi,
-Kıbrıs’ta karşımıza çıkıp yıllarca ambargo uygulayan Rusya değildi,
-74’de Haşhaş ekmeyeceksin diye emir veren Rusya değildi,
-Bugün verdiğimiz paranın üstüne yatıp F-35’leri vermiyorum diyen Rusya değil,
-Bize CAATSA yaptırımlarını uygulayan Rusya değil,
-Cumhurbaşkanına “Aptal olma” diyen Rusya değil,
-Bronson’u serbest bırakmazsan ekonominizi mahvederim, taş devrine dönersiniz  deyip papazı zorla alıp götüren Rusya değildi,
-İncirlikten Çekiç Güç ve Provide Comfort harekatları ile PKK’ya malzeme ve silah veren Rusya değildi,
-15 Temmuz’da İncirlikten ve Afganistan’dan Cahit Bakır ile Bekir Ercan Van ile irtibat sağlayıp diğer Amerikancı generallerle darbe yapan Rusya değildi,
-Fethullah Gülen’i koruyan kollayan ve kendi topraklarında muhafaza eden Rusya değil,
-12 Eylül darbesini Rusya yapmadı,
-Johnson mektubunu Rusya yazmadı,
-23 Cent’lik asker olarak Kore’de Koreliler için 700 küsür askerimizi bir hiç uğruna Rusya için kurban vermedik,
-Geçen sene Azerbaycan’ın Karabağ’ı geri almaması ve Ermenistan toprağı olarak kalması için yırtınan Rusya değildi,
-Wilson prensipleriyle Sevr anlaşmasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu Ermenilere söz veren anlaşmaya sokan ve bunun için büyük çaba sarf eden Rusya değildi,
-Siyasal İslam'ı başımıza bela eden Rusya değildi,
-Marshall Yardımları ve Truman doktrini ile milli sanayimizi çökerten, açılan fabrikalarımızın kapanmasına sebep olan ve bizi göbekten kendine bağlayan Rusya değildi,

Bu listeyi siz de bildiklerinizle uzatabilirsiniz.

BİR DE RUSYA'NIN YAPTIKLARINA BAKALIM

- Kurtuluş Savaşında silah ve cephane ile akaryakıt Sovyetlerden tedarik edildi,

- 24 Ağustos 1920 günü Bekir Sami Bey Başkanlığında Moskova’ya giden ilk TBMM Heyeti ile Sovyetler arasında imzalanan yardım antlaşması gereğince askeri yardımın deniz yolu ile yapılmasına karar verildi.

- Bölgede bulunan, 5 ton üzeri büyüklükte 28 geminin toplam taşıma kapasitelerinin takriben 7800 ton olmasına karşılık, Sovyetler Birliğinin Batum, Tuapse ve Novorosysky limanları üzerinden, Ağustos 1922’ye kadar 200 irili ufaklı deniz vasıtası ile İnebolu, Trabzon ve Samsun limanlarına 46 ayda toplam 300,000 ton harp malzemesi taşındı ve Kurtuluş Savaşı destanı böyle yazıldı.

- Alemdar ve Gazal römorkörleri ile Şahin Vapuru, Rusumat-4 Gümrük Motoru ve diğer tekneler Anadolu’nun Karadeniz’deki can damarını oluşturdular. Özellikle I. İnönü savaşında elde edilen askeri başarıdan sonra artarak devam eden Rus lojistik desteği, Kurtuluş Savaşının kaderini belirleyen ana eksen oldu.

Neden Atatürk, “gözüm Sakarya’da, kulağım İnebolu’da” diyordu sizce?  Kurtuluş Savaşı’nda ikmal teşkilatının başında bulunan Korgeneral Muzaffer Ergüder’in, 1925 yılında bu başarı için sarf ettiği “Kurtuluş Savaşı’nda bir avuç deniz subayımız ve laz takaları olmasaydı, ne İnönü’ler, ne Sakarya ve ne de Dumlupınar ve de dolayısıyla Kurtuluş Savaşı olmazdı” sözlerine ne eklenebilir ki?

Kuvayı Milliye Destanında Arhavili İsmail gibiler tarafından silah ve mühimmatın Batum’dan getirildiği anlatılmaz mı?

Genç ve fakir Cumhuriyetimiz hayatta kalma mücadelesi verirken, ABD ve Batı fabrikalarımızın kapanması için çabalarken beş kuruş para almadan sadece kuru üzüm, narenciye,  domates vs. ve tarım ürünleri karşılığında;  

- Türkiye'nin en büyük demir çelik işletmesi İskenderun Demir Çelik'i,

- Seydişehir Alüminyum'u,

- Aliağa Petrol Rafinerisi'ni,

- Bandırma sülfürik asit fabrikasını,

- Artvin lif levha fabrikasını,

- Çayırova cam fabrikasını,

- Türk tekstilinin temeli kabul edilen Nazilli Sümerbank basma fabrikasını,

- Kayseri Sümerbank bez fabrikasını,

- Arpaçay barajını,

- Orhaneli termik santralini,

- Ruslar tek kuruş almadan tarım ürünleri karşılığında bize bir nevi hediye etmedi mi?

- Hepsinin parası domatesle salatalıkla portakalla mandalinayla üzümle fındıkla ödenmedi mi?

Bunların hepsi ATATÜRK vizyonu değil miydi?

Son olarak bir daha tekrarlamak istiyorum.

Amerikancı değilim. Rusyacı da değilim. 
Türkiye Cumhuriyetinin menfaatlerinin peşindeyim. Rusya da bize tarih boyunca sayısız saldırıda bulundu. Ancak bugün Rusya komşumuz. Karadeniz’de kıyıdaşımız. Ekonomik ve askeri olmak üzere birçok ilişkimiz bulunmaktadır. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Yarın ABD ve İngiltere çekip gittiğinde biz Rusya ile baş başa kalacağız.

Rusya-Ukrayna savaşı bizim savaşımız değildir. Tarihte olduğu gibi  ABD'ye şirin görünmek için, Ukrayna'nın yanında, Rusya'nın karşısında yer almak ulusal çıkarlarımıza uygun değildir.

Üstelik Minsk Anlaşmasında Rusya’ya verilen taahhütlerin hiçbiri gerçekleştirilmedi. ABD, NATO ve Ukrayna üstünden Rusya’yı taciz ve tehdit ediyor.  Rusya bunu kendi beka sorunu olarak görmektedir. Türkiye bu işin dışında kalmalıdır.

Nato kendini transforme etti. 
Varşova Paktı gitti işsiz kaldı. 
Kendine yeni rol arayıp durmaktadır.

Netice olarak NATO, Dünyanın her yerinde ABD’nin ve Birleşik Krallığın çıkarlarını yerine getiren bir  örgüt haline gemiştir. ABD ve Batı bizi inadına bu işin içine çekmeye çalışmaktadır. Bunu görmemek mümkün değildir.

Sonuç olarak, ne ABD, ne Rusya. Hür ve Bağımsız Türkiye fikrindeyim. Ancak Rusya ile iyi komşuluk ilişkilerini yürütmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Bu nedenle ABD'nin Rusya ile Türkiye'nin arasını açma çabalarına fırsat verilmemelidir.

(29, Eylül, 2025)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —